Birleşik Devletler’deki kadın hareketinin tarihsel gelişimini fragmanlar halinde sunan bu yazı, #MeToo’nun barındırdığı radikal potansiyelin açığa çıkarılması koşullarını tartışıyor.
Bu yazıda, ülke siyasetine doğrudan müdahale etmeye başlayan Amerikan Demokratik Sosyalistleri’nin (DSA) yapısı ve ülkedeki ana akım sol ile ilişkileri inceleniyor.
Britanyalı Marksist iktisatçı Michael Roberts, bu yazısında meselenin iktisadi yanına ışık tutan yazısında, onuncu yılını dolduran küresel krizin yapısal nedenlerini inceliyor. Roberts, kâr oranlarında gözlemlenen yapısal düşüş eğilimi nedeniyle ABD ekonomisinin patinaj çekmekte olduğunu hem teorik bir çerçeveye, hem de verilere dayanarak ortaya koyuyor.
Muhsin Yorulmaz, ABD'deki yeni odaklardan biri olan Marksist Merkez sözcülerinden Kate Doyle Griffiths ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi. Teoriden tarihe, bağımsız devrimci sınıf hareketinden enternasyonalizme birçok konuyu kapsayan bu söyleşi, okuyucuya hem ABD solunu daha yakından tanıma, hem de farklı ulusal bağlamlarda önemli karşılaştırmalar yapma fırsatı sunuyor.
Trump'ın elinde Vietnam bayrağı, Bolton'un dilinde Monroe Doktrini, Venezuela sokaklarında Bolivar’ın ruhu, Kim’in nükleer düğmesi, Kore topraklarında birleşme arzusu, ABD’nin sorgulanan hegemonyası, Trump’ın çılgın politikaları ve bazı başka şeyler…
Amerikan siyasetini takip eden herkesin uzlaşacağı bir nokta var ki, o da Amerika’da siyasi rüzgarın değişmeye başladığı. Sol siyaset ve fikirler, 30 yılı aşkın süredir hapsoldukları küçük çevrelerden çıkıp, ülke genelinde varlık göstermeye başladılar. Yasemin Yılmaz, uzun süredir hapsolduğu dar çevreden çıkmakta olan sol siyasetin söylem ve eylem düzeyinde yaşadığı ürkekliği, post-modernizmin fikir dünyasındaki etkileri bağlamında tartışıyor.
Bu çalışma göç, ırk ve sınıf arasındaki diyalektiğin berrak bir şekilde anlaşabilmesi için serbest dolaşım yanlısı Kuzey burjuvazisi ile yerlici Güney burjuvazisi arasındaki çatışmayla kuşatılmış Amerikan sanayileşmesinin ihtiyaçlarına hizmet eden, katmanlı bir yedek sanayi ordusu bağlamına oturtulması gerektiğini iddia ediyor.
Okuyacağınız yazı, Birleşik Devletler’in güneyindeki ayrı bir bölgenin gelişimini ve burada yaşayan mazlum Afro-Amerikan halkın mücadelesini Marksist pencereden kısaca özetlemeye çalışacaktır, ki bu, ABD emperyalizminin dinamiklerini anlamak için çok önemli, “canavarın karnında” yazılmış bir hikâyedir.