FİNLANDİYA’NIN BAĞIMSIZLIĞI VE DÜNYA DEVRİMİ FİKRİ

Rusçadan çeviren: Selda Çellik

Finlandiya’nın bağımsızlık kararnamesinin yüzüncü yıldönümünün yaklaşması vesilesiyle bu meseleye olan ilgi önemli ölçüde artmıştır; örneğin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Rus arşivlerinde bulunan ve büyük kısmı daha önce bilinmeyen bir çok belgenin Rus-Fin ortaklığıyla yayınlanması planlanmaktadır. Bilimsel dolaşıma yeni kaynaklar sunmanın yanı sıra, Finlandiya’nın bağımsızlığı konusunda kilit pozisyonda bulunan V.İ Lenin’in konuya dair görüşlerini belgeler ışığında yeniden ortaya koymak ilgi çekici olacaktır.

Bir Marksist ve Bolşeviklerin lideri olarak, Lenin için, ulusal sorun da dahil olmak üzere, geri kalan bütün sorunların yanında işçi sınıfının burjuvaziye karşı sınıf mücadelesindeki çıkarları birincil sırada yer almıştır. Lenin prensip olarak, proletaryanın “her türlü milliyetçiliğe düşman” olması gerektiğini ancak bunun yanında, proletaryanın ezilen ulusların ezen uluslara karşı mücadelesini destekleyebileceğini ve hatta bunun bir zorunluluk olduğunu belirtmiştir. Lenin bu bağlamda Rusya İmparatorluğunun bir parçası haline getirilmiş Rus olmayan tüm ulusların – ezilen ulusun isteğine bağlı olarak, bir zorunluluk olmamakla birlikte – ayrılma hakkı da dahil olmak üzere kendi geleceklerini belirleme hakkını ilkesel olarak benimsemiştir. Lenin’in düşüncesine göre ayrılma hakkı uluslar arasında bir güven ilişkisi inşa etmeye hizmet etmeliydi. Ne ki bu süreç “öngörülmesi mümkün olmayan 1000 çeşit faktöre bağlıydı”[i].

1917 Şubat devriminden sonra, ulusal farklılıkları bulunan bölgelerin özerklik talep etmeye başlamasıyla, Bolşevik Parti Lenin’in belirttiği çerçevede propaganda ve ajitasyon yürütmekteydi. Söz konusu bölgeler arasında geçici hükümetin iktidara geldikten sonra özerklik hakları ve kısmı imtiyazlar sağlama üzerinden yaptığı görüşmelerle anlaşmaya varmaya çalıştığı Büyük Finlandiya Prensliği de bulunmaktaydı. Ancak, henüz 1916 yılında seçilmiş olan meclisin toplanma çağrısıyla durum karmaşık bir hal almıştı. Geçici hükümet, kendisinin, egemenlik alanı olarak Büyük Finlandiya Prensliği de dahil olmak üzere Çar’ın halefi olduğu konusunda ısrarcıydı[ii]. 1917 yılının Temmuz ayı meclisi ise geçici hükümetin parlamentoyu kabul etmeyerek dağıtması[iii] gerekçesiyle bu yetkileri kendisine mal etti[iv].1917 yılı sonbahar meclisinin olağanüstü seçimleri ve toplantı çağrısından sonra Rus ve Fin iktidarlarının yetki dağılımı konusundaki görüşmeleri devam etti ancak taraflar nihai bir anlaşmaya varamadılar[v].

            1917 yılının başlarında Finlandiya’da yasal partilerden hiçbiri tam bağımsızlık konusunu henüz gündeme getirmemişti. O zaman mecliste üstünlük sahibi olan Sosyal-Demokrat Parti, sadece Rusya’nın “bölünmez bütünlüğü” çerçevesinde Finlandiya özerkliğinin sınırlarının genişletilmesi niyetini taşımaktaydı[vi]. Rus yoldaşlarının desteğini sağlamak için 1917 Nisanı’nda Fin Sosyal Demokratlarının özel görevle Peterburg’a gönderdikleri M.Turkiya burada hem Bolşeviklerle hem de Menşeviklerle ayrı ayrı temaslarda bulundu.

Turkiya’nın geçici hükümet ile olan ihtilafta Finleri desteklenmesi talebine cevaben Lenin, partisinin Finlandiya’nın ayrılma hakkını da tanıyarak “tam özerklikten” yana olduğunu, ayrıca “Finlandiya’nın kalmak isteyeceği” koşulların da sağlanacağını söyledi. Bolşevik önderi aynı zamanda “Finler yakın gelecekte tekrar bize dönecektir”[vii] diyerek ne kadar emin olduğunu ifade etti.

Geçici hükümet devrilip, Bolşevik Partinin iktidara gelmesinden sonra 22 Kasım (4 Aralık) 1917’de Finlandiya Meclisi bağımsızlık beyanını kabul etti. Bundan kısa süre sonra, 16 Aralık’ta (29 Aralık), Finlandiya Meclisi resmi bir taleple Sovyet Halk Komiserleri’ne Finladniya’nın bağımsızlığının kabul edilmesi için başvuruda bulundu[viii] . Sovyet Halk Komiserliği Konseyi’ne göre bu karar pratikte devrim öncesi ses getiren ve “Rusya halklarının hakları bildirgesi”nde resmi olarak sabitlenmiş olan ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini gerçekleştirmenin ilk fırsatıydı ve kararname ile 18 Aralık 1917 yılından itibaren Finlandiya resmi olarak bağımsız ilan edildi[ix].

Böylece Bolşevikler sözünü tutarak Finlandiya’nın bağımsızlığını sağlamış oldu ancak hikaye burada bitmemişti. O zaman Lenin için birinci sırada dünya devriminin çıkarları yer alıyordu. Bu yüzden Halk Komiserleri konseyi Başkanı Lenin, bir elini bağımsızlık kararnamesini teslim ettiği P. E. Svinhuvud’un başkanlığındaki[x] Finlandiya Hükümeti’ne uzatırken, diğer elini ise, açıkça Rusya deneyimini takip etmeleri tavsiyesinde bulunduğu, Fin Sosyal Demokratları’nın devrimci kanadına uzatıyordu[xi].

İkiye bölünen Finlandiya’da, kuzeyde başını Svinhuvud’un çektiği Finlandiya Senatosu bulunurken, güneyde ise K. Manner’in yönetimindeki Sosyal Demokrat Hükümeti vardı. Her iki bölgenin de, aralarında çatışmalar bulunan kızıl ve beyaz muhafızlar olarak bilinen askeri güçleri vardı. Finlandiya’da asker konuşlandırmış olan Sovyet Rusya[xii] Kızıl birliklere destek verirken; beyazlara ise Almanya[xiii] ve İsveç[xiv] gerek silah sevkiyatlarıyla gerekse de beyazlar safında savaşa katılan gönüllü birlikleriyle destek vermekteydi. Sovyet Rusya ve Kızıl Finlandiya aralarında bir dostluk antlaşması imzalamayı başarmışlardı[xv], fakat Brest Litovsk Anlaşması gereğince Rusya Finlandiya’da bulunan askerlerini geri çekmek zorunda kaldığı için[xvi] Sovyet iktidarı Kızıl Finlerden desteğini neredeyse tamamen çekmek zorunda kalmıştı. Geri çekilen Sovyet Rusya birlikleri yerine, iç savaşın 1918 Mayısı’nda Beyazlar lehine sonuçlanmasını sağlayan Alman Generali Rüdiger von der Goltz’ün yönetimindeki kolordu konuşlandı.

Böylece Rusya’da başlayan devrimin yayılması yönündeki ilk girişim trajik biçimde sonuçlanmış oldu: Finlandiya’da dost kızıl hükümet yerine Almanların desteğiyle, Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti’ne (RSFSC) karşı mutlak bir düşmanlık besleyen ve onlara karşı ilan edilmemiş bir savaş içinde olan Beyaz Finler geçti. RSFSC, yeni bir proleter devrimin zaferi için 1918 yılında Moskova’da Komintern çizgisinde kurulan Finlandiya Komünist Partisini desteklemeye devam ederken, diğer yandan 1920 yılında Finlandiya ile barış anlaşması imzaladı[xvii]. Sovyet-Fin ilişkilerinin iyi komşuluk temelinde nihai bir şekilde düzenlenmesi için bir çeyrek asır daha geçmesi gerekecekti. Ancak bu temelde bir ilişki Sovyet tarafının uluslararası ilişkilerde sınıf çizgisinden ve dünya devrimi politikasından ödün vermesini, Finlerin ise SSCB’den toprak talebinden vazgeçmesini gerektirecekti.

 

DİPNOTLAR

[i] Lenin V.İ. Toplu Eserler 25. Cilt/ 1969 Moskova, s.277.

[ii]Geçici hükümet bülteni/ No: 3/ 8 Mart 1917/ II. Nikolay, imparatorluğun bütün topraklarında kanunu yaymaya çalışarak Finlandiya’yı Ruslaştırma politikası yürütmüştür. 

[iii] 5 (18) Temmuz 1917 tarihli “Finlandiya’da yüce  hakimiyetin gerçekleştirilmesi” kanunu.// Rusya Federasyonu Devlet Arşivi/ f. 1792, 1. Basım/ d. 29, Sayfa. 52–53 / Devrilen hükümdarın haklarını meclise devretmek o zaman Fin parlamentosunda büyük oy çoğunluğuna sahip olan Sosyal-Demokratların fikriydi. Sağcı burjuva partileri  ise politik düşmanlarını güçlendirmemek adına bu öneriye  karşıydılar.  Onlar yetkinin Finler büyük Finlandiya prensine, devlet başkanına ya da krala devredilmesi taraftarıydılar (ki iktidara geldikten sonra yaptıkları buydu). 

[iv] Geçici hükümet bülteni/ No: 110/ 21 Temmuz 1917 

[v] Finlandiya senatosunun temel yasaları komisyon üyeleri ortak toplantı protokolü ve Geçici Hükümet hukuki toplantısı 2-3 (15-16) Ekim 1917// RGASPİ/ f. 516. / 1. Basım/ sayfa 50-71 

[vi] Şlyapnikov A. G. On Yedinci Yıl / 1927 Moskova/ 3. Cilt/ Sayfa 202 

[vii] 1917 Nisanında Rusya’da Devrim Hareketi, Nisan Krizi / 1958 Moskova/ Sayfa 107-109  

[viii] Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Sovyet Halk Komiserleri toplantı protokolü/ 1917 Kasım-1918 Mart/ 2006 Moskova/ Sayfa 124-125 

[ix] Sovyet İktidarı Kararnameleri/ 1. Cilt/ 1957 Moskova/ Sayfa 250.  

[x] Lenin V.İ. Toplu Eserler/ 38. Cilt/ 1969 Moskova/ Sayfa 157-158 

[xi] Lenin V.İ. Toplu Eserler/ 35. Cilt/ 1974 Moskova/ Sayfa 90  

[xii] Sovyet hükümeti resmi olarak Rus ordularının yalnızca Beyazlardan gelen saldırılara karşı kendini savunacağını bildirdi (bkz.Dış politika belgeleri SSCB/1. Cilt/ 1957 Moskova/ Sayfa 94)  

[xiii] Finland and Russia, 1808-1920/ From Autonomy to Independence. A Selection of Documents./ 1975 London / Sayfa 204-205. 

[xiv] Danimarkadaki Rus askeri ajanınının,  Danielbek’in  İsveç’ten Finlandiya’ya gönüllüleri ve silah sevkiyatının 19 Şubat 1918 tarihli raporu/  RGASPİ/f.5 / 1. Basım/d.2428/ Sayfa 36.

[xv] 15 Sovyet İktidarı Kararnameleri/ 1. Cilt/ Sayfa 505-510 

[xvi] SSCB Dış Politika Belgeleri/ 1. Cilt/ Sayfa 47-51  

[xvii] SSCB Dış politika belgeleri/ 3. Cilt/ 1959 Moskova/ Sayfa 265-280