BAKÜ BİRİNCİ DOĞU HALKLARI KONGRESİ

BİRİNCİ ŞARK MİLEL-İ MAZLUMESİ KURULTAYI-BAKÜ

1-7 EYLÜL 1920

 

1-7 Eylül 1920 tarihinde Bakü’de Birinci Doğu Halkları Kurultayı toplanmıştır. Bu kurultayın toplanmasına, 18 Haziran 1920’de Komintern Yürütme Komitesi karar vermiştir. Batı proletaryası ile doğunun ezilmiş, sömürülen halkları arasında bir köprü kurmak amacıyla yapılmak istenen bu kurultayın amacı, Radek’in sözleri ile şöyle anlatılmıştır: “Dünya emperyalizmi ile isyancı Doğu halkları arasında başlayan mücadelede, yalnız telgrafla selam ve tebrik gönderen değil, aynı zamanda teşvikat merkezi olmalıyız.”

Komintern Yürütme Komitesi, Bakü’de toplanacak olan Kurultay’ın düzenlenmesinden sorumlu olacak bir de komisyon kurmuş, RKP(B) Merkez Komitesi de Zakafkasya (Transkafkasya) Bürosu’nu Teşkilat Bürosu olarak atamıştır (Rustemova 97). Komintern İcra Komitesi 6 Temmuz 1920’de kurultayı hazırlamak üzere kurulan teşkilat bürosuna Stasova ve Orçonikidze’yi tam yetkili kılmıştır (Aslan, 1997, 133-37). Beş kişilik Teşkilat Bürosu’nun diğer üyeliklerine Neriman Nerimanov (Azerbaycan Komünist Partisi), Sait Gabiyev (Dağıstan) ve A.I. Mikoyan (Ermenistan) atanmıştır.

Kurultay’ın 15 Ağustos 1920’de toplanması kararlaştırıldıysa da daha sonra hazırlıklara iki ayın yetmeyeceği düşünülerek önce 25 Ağustos’a, daha sonra da 1 Eylül’e ertelenmiştir. Kurultay çağrısı 29 Haziran’da, devletlere değil, doğrudan emekçi halklara yapılmıştır (BDHK 1984; 261). Başarılı bir uluslararası Kongre düzenlemek için zamanın yeterli olmadığı aşikardır. Duyuru için, delege seçimi için, delegelerin o zor koşullarda Bakü’ye ulaşımı için zaman gerekmektedir. Örneğin söz konusu nedenlere bağlı olarak Anadolu’dan komünist delege gelememiştir. Bakü Kurultayı’na gelen İran delegelerinin bulunduğu gemiyi ise, İran’da üsleri bulunan Kafkas-Britanya Hava Kuvvetleri uçakları bombaladığı için iki ölü pek çok yaralı verilmiştir. 

 

Polonya Savaşı ve Komintern’in II. Kongresi

Bakü Kurultayı’nın perde arkasını kavrayabilmek için, Temmuz-Ağustos 1920 tarihleri arasında toplanan III. Enternasyonal, diğer adıyla Komintern’in II. Kongresi’nin toplandığı konjonktüre ve aldığı kararlara kısaca bakmak gerekmektedir.

Komintern’in II. Kongresi Polonya harekâtının devam ettiği günlerde toplanmıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında kurulan Polonya Devleti’ne, Almanya’ya ders vermek için alabildiğine geniş toprak verilmiştir. Polonya, Almanya’dan verilen topraklarla yetinmeyip, İngiliz ve Fransızların da kışkırtması ve desteği ile Sovyet Rusya’nın (RSFSC) sınırları içinde kalan topraklara da göz dikmiştir. Şubat 1920’de Beyaz Rusya’nın büyük bölümünü almış, 24 Nisan 1920’de Ukrayna’ya saldırarak Mayıs ayında Kiev’i işgal etmiştir. Sovyet Rusya, ancak Haziran ayında Kiev’i geri almış ve Kızıl Ordu ileri yürüyüşe geçmiştir.

Komintern’in II. Kongresi tam da bu günlerde, 9 Temmuz 1920 tarihinde Petrograd’da toplanmıştır. 25 ülkeden 200’den fazla delegenin katıldığı Kongre salonunda asılı olan haritada, Sovyet Kızıl Ordusu’nun Avrupa’da Polonya’ya doğru ilerlemesi “her sabah uluslararası proletaryanın temsilcileri” tarafından “nefesleri kesilerek, kalpleri gümbür gümbür atarak” izlenmiştir (Carr, 2004; 179). Tüm delegeler Sovyet devriminin bir Avrupa devrimine dönüşmesi beklentisi içindedir. Avrupa devrimi kapıdadır. Polonya savaşı Sovyet Rusya için bir ölüm kalım meselesidir. Eğer Polonya yenilirse iktidarı işçi sınıfı alacak ve böylece tüm Avrupa’yı kapsayacak bir devrim ateşi tutuşturulacaktır.

Ama elbette kapitalist devletler buna izin vermemiştir. 12 Temmuz’da İngiltere bir nota vererek Sovyetleri Polonya ile ateşkes imzalamaya zorlamış ve Sovyet Rusya abluka altına alınmıştır (Carr-III, 2004; 157-58). Buna rağmen Bolşevikler Varşova’yı kuşatmıştır.

22 Temmuz 1920’de Polonya ordusu ateşkes istemiş, 3 Ağustos’ta İngiltere Sovyet Rusya’ya nota vererek Polonya saldırısını durdurmasını istemiş, İngiliz donanması yola çıkarılmış, karşılıklı notalar gelip gitmiştir.

 

Sovyet Rusya Müslümanları

Komintern Kongresi’ne katılan 64 kişiden oluşan Rusya delegasyonu arasındaki Müslüman delegeler şunlardır: Sultan Galiyev (Tatar), A. İbrahimov (Başkurt), Said Galiyev (Tatar), Ahundov (Azeri), Baydursunov (Kazak), Feyzullah Hocayev (Türkistan) ve Aliyev (ABC, 1981; 243)[i].

Batıda devrim beklentisi ile dolu Kongre delegeleri, pek çok konunun yanında “Milli ve Sömürgeler Meselesi”ni de tartışmıştır. Bu konuda iki görüş ortaya çıkmıştır: Roy (Hintli), Sultanzade (İran) ve Serati (İtalya), burjuvazinin ulusal hareketlerinin kesinlikle desteklenmemesi gerektiğini, Doğuda devrimin sadece işçi sınıfı partisi tarafından gerçekleştirilebileceğini ileri sürmüştür. Sultan Galiyev 1919’dan bu yana “Şark’tan yoksun kalan ve Afganistan, İran ve diğer Asya ve Afrika sömürgelerinden kopartılan Batı Avrupa emperyalizminin söneceğini ve kendi eceliyle öleceğini” savunmaktadır. Ancak Şark’ın despotik ülkelerinde bir sosyalist devrimin desteklenmesi gerektiğini, milli burjuvazinin Bolşevizm’e ihanet edeceğini, bu nedenle komünist partilerinin her araçla desteklenmesi gerektiğini savunmuştur (Benningsen ve Wimbush, 1979; 163). Mustafa Suphi de Şark’ta başlayacak bir devrimin ancak Sovyet Rusya’nın yardım, destek ve öncülüğü ile gerçekleşeceğini düşünmektedir. Bolşeviklerden bugünkü terminoloji ile “devrim ihracı” diyebileceğimiz bir tutum beklemektedirler. Galiyev’in istediği doğrudan içişlerine müdahaledir. Bu talebi Türkiye için de yapmıştır. 

Ancak, Lenin’in karşı çıktığı bu görüşler, Komünist Enternasyonal’ce kesinlikle mahkûm edilmiş, Şark’tan devrim beklemek veya devrim ihraç etmek yerine, o ülkelerdeki milli burjuvazi ile anlaşma taktiği geliştirilmiştir. Kongre “ulusal burjuva demokratik hareketlerin desteklenmesi, ama işçi sınıfının partisinin faaliyetlerine devam etmesi” yönünde karar almıştır. “Milli ve Sömürgeler Meselesi”ne ilişkin 12 maddeden oluşan karar tasarısı kabul edilmiştir. Bu maddelerden 12.si[ii], Sovyet Rusya’daki Tatar, Başkurt ve Türkmen vb. halkların üzerinde soğuk duş etkisi yapmıştır. “Dünya devrimi gerçekleştikten sonra dahi, metropol proletaryasının sömürge proletaryası üzerinde denetiminin gerekliliği”ne ilişkin tezin geçmesi üzerine Zeki Velidov büyük hayal kırıklığı yaşadığını, tüm güvenini kaybederek RKP (B)’den istifa ettiğini anlatmıştır (Togan, 1999; 392-395).

Petrograd’da başlayan, Moskova’da devam eden Komintern’in II. Kongresi 7 Ağustos’ta bitmiştir. Bu sırada Bakü’de yapılacak Kurultay için çalışmalar tüm hızı ile devam etmektedir. Batı proletaryasının Doğudaki köylülerle kaynaşmasını sağlamak üzere düzenlenmiş olan Bakü Kurultayı şimdi daha çok önem kazanmıştır.

Sovyet Rusya, Polonya savaşını kazanmakla kaybetmek arasında son derece önemli günler geçirmekteyken Polonya Ordusu, Fransa ve İngiltere’den aldığı destekle 16 Ağustos’ta karşı atağa geçerek Kızıl Ordu’yu bozguna uğratmıştır (Macmillan, 2004; 227). Yani Komintern Kongresi’nde umut dolu olan delegeler, Bakü Kurultayı’na müthiş bir yenilgi psikolojisi ile gitmiştir. Zinovyev ve Sovyet Rusya komünistleri Polonya yenilgisinin, Batı devrimini ertelediği düşüncesi ile hayal kırıklığı içindedir. 

 

Birinci Şark Halkları Kurultayı-Bakü

Birinci Doğu Halkları Kurultayı’nın amacı: “Doğudaki bütün inkılapçı parti ve teşkilatlarla ilişkiye girerek, onların faaliyetlerini yönlendirmek ve birleştirmek amacıyla maddi ve manevi yardım göstermek”tir (Aslan, 1997, 183). Aslında öneri Kasım 1919’dan bu yana Sultan Galiyev tarafından gündeme getirilmiştir. Sultan Galiyev bu önerisini, yani Doğu’da devrimin gerçekleşmesinin önemini uzun uzun anlatmış, kuramsallaştırmıştır (Kakınç 2004).

Bakü Kurultayı’nda baş rol Çin, Hindistan, İran, Türkiye ve Afganistan’da olsa da Sovyet Rusya’nın Doğulu ulusları da (Türkistan, Hive, Buhara, Kazan Tatarları, Başkurtlar, Kalmıklar, Kırgızlar ve Kırım Tatarları vb) Kurultaya çağrılmıştır. 3280 delegenin katılması planlanmış, ancak 1891 delege katılmıştır. Delegelerin 1273’ü komünist, diğerleri ise partisizdir.

Bakü Kurultayı’na Türkiye gazetelerinde büyük yer verilmiştir. Sebilürreşat’ın sorumlu yazı işleri müdürü Eşref Edip’in, Bakü Doğu Halkları Kurultayı’na katılıp geri dönen Trabzon delegeleri Ali Kemal ve Abdülhalim Efendilerle yaptığı uzun röportaj, Açıksöz, Dertli, Öğüt ve Sebilürreşat gazetelerinde yayımlanmıştır (Aslan, 1997: 175), (Sarıhan, 1996; 120). Bu yazıda Kurultay hakkında şunlar anlatmaktadır:

O ne azimetli, ne şayan-ı hayret bir içtima oldu. Türlü türlü şekil ve kıyafette insanlar. Bi-nihaye milletler. Türkler, Araplar, Hintliler, Afganlar, İran, Hive, Buhara, Semerkand, Taşkent, Dağıstan, Çeçen, Kalmuk, Çerkez, Kırgız, Başkurd, Kaşgar, Çin, Sibirya, bütün Kafkas milletleri, bütün Tatar kavimleri. Hasılı şarkın, garbın milletleri ve murahhasları Macar, Rus, İngiliz, Fransız, İtalyan, Alman, Bulgar, vesair bütün bilumum Müslüman milel ve akvamı, kezalik orada hazır idi (Akal, 2018).

Şalvarlı, kaftanlı, fesli, sarıklı, bellerinde kamalar, yüzlerce Doğulu delegenin hep bir ağızdan Enternasyonal söylemesi Batılı delegeler tarafından büyük bir duygusallıkla, gözlerinde yaşlarla izlenmiş, dünya devrimine olan inançları pekişmiştir.

Kurultay 31 Ağustos gecesi, katılan misafirlerin en itibarlılarının delegeleri selamlamasıyla başlamıştır: Zinovyev, Radek, Bela Kun, Petrof, John Reed, ayrıca Bulgar, Fransız, Avusturya, Alman Temsilcileri.

1 Eylül’de sadece Komintern Başkanı olan Zinovyev konuşmuştur. Konuşması dört saat sürmüştür. Rusça yapılan konuşmaların Tatarca, Farsça, vb dillere çevirilerin çok kısa tutulduğu görülmektedir. Doğu dillerinden yapılan konuşmalar bittikten sonra Rusça’ya çevrilmiştir. Çeviri, bütün Kurultay süresince en büyük sorun olmuştur.

2 Eylül’de Radek ve altı Müslüman delege konuşmuş, çeşitli dillere çeviriler yapılmıştır. 3 Eylül’de Narbutabekov ve Korkmazov konuşmuş ve çevirileri yapılmıştır. 4 Eylül Büyük Britanya, Fransa, Hint, Balkan Komünist Federasyonu delegeleri konuşmuştur. Ancak bu oturumun en önemli yanı Ankara hükümeti adına İbrahim Tali’nin ve Enver Paşa’nın bildirgesinin Rusça olarak okunmasıdır. Bildirileri Mehmet Emin Türkçe’ye çevirmiştir.

Enver Paşa Bakü’ye Birinci Doğu Halkları Kurultayı’na katılmak üzere Zinovyev ve Radek’le aynı trende gelmiştir. Enver Paşa, Açıksöz’de yayımlanan yazıda şöyle anlatılmıştır:

Enver Paşa’nın Müslümanlar üzerindeki nufuz-u azamı! O ne cazibe, o ne kerametler? Meclis açılmıştı. Nutuklar devam ediyordu. Birden locaların birinde Enver göründü. Müslümanlar Enver’i görür görmez kıyametler koptu. Herkes meclisi bırakarak etrafını ihata etti. Kimi alnı öpüyor, kimi arkasını okşuyor, kimi elbisesine temas ediyor, kimi hayran hayran yüzüne bakıp duruyor. Onu adeta fevkal-beşer bir mahluk telakki etmek istiyorlar. Etrafını tavaf edip durdular. Görüp de hayretlere düşmemek mümkün olmuyor. Yetişip elini sıkamayanlar, onunla musafaha [tokalaşma] edenleri yakalıyorlar, “Enver’le musafaha eden o mübarek ellerinizi veriniz öpeyim” diye görseniz ne muhabbet ve rabıta gösteriyorlar (Akal, 2018).

Victor Serge, Enver Paşa’nın Kurultayda görülmesi üzerine şunları yazmıştır: 

Enver Paşa Bakü’de sansasyonel bir görünüm sergiledi. Salonun yarısını doldurmuş Doğuluların hepsi eğri kılıçlarını ve Yatağan Palalarını çekerek “Emperyalizme ölüm!” diyerek haykırmaya başladı (Serge, 109).

5 Eylül’de “Milli Mesele ve Sömürgeler Sorunu” hakkında Pavloviç söz almış, Rusça yaptığı uzun konuşması kısaca çevrilmiştir. Kurultay kadın delegelere söz vermiş, Naciye, Şabanova ve Bulaç Kurultay’a kısa konuşmalarla hitab etmiştir. Sovyet Rusya’da yaşayan Doğulu halklar adına Musuşef ve Rıskulov Rusça konuşmuş (ABC, 1981; 111, 243 dn), konuşmaları Tatarca ve Özbekçeye çevrilmiştir.

6 Eylül’de Bela Kun’un başkanlığındaki bir kurulun hazırladığı “Doğuda Sovyet İktidarı” üzerine altı tez Kurultay’a sunulmuş, oybirliği ile kabul edilmiştir. Staçko’nun Başkanlığındaki bir kurulunun hazırladığı “Toprak Sorunu” üzerine tezler Kurultay’a sunulmuş ve oybirliği ile kabul edilmiştir.

7 Eylül, son gün “Şark Halkları Tebligat ve Faaliyet Şûrası” (Doğu Halkları Kongresi Propaganda ve Hareket Sovyeti), kısaca Şark Şûrası adıyla anılan bir yürütme kurulu seçilmiştir. Şark Şûrası’nın Kurultay’da kabul edilen nizamnamesinin birinci maddesi şöyledir: “Doğudaki bütün inkılapçı parti ve teşkilatlarla ilişkiye girerek, onların faaliyetlerini yönlendirmek ve birleştirmek amacıyla maddi ve manevi yardım göstermek” (Aslan, 1997, 183). Aynı gün yine kadın delegeler, Nerimanov ve başkaları söz almıştır. Komintern Başkanı sıfatı ile yine Zinoviyev kapanış konuşmasını yapmıştır.

Komünist Enternasyonal’de ki gibi Bakü Kurutayı’nda da İran, Türkiye ve Hindistan başta olmak üzere sömürgeciliğe karşı ‘bağımsızlık’ mücadelesi verenleri destekleme stratejisi kabul edilmiş, sömürge ülkelerdeki milli burjuvazi ile anlaşma taktiği kabul edilmiş, “ulusal burjuva demokratik hareketlerin desteklenmesi, ama işçi sınıfının partisinin faaliyetlerine devam etmesi” yönünde karar alınmıştır. Zinoviyev, Mustafa Kemal’in adını anarak bu stratejiyi savunmuştur. Kurultay’da şu kararlar alınmıştır:

  • Her yıl Kurultay tekrarlanması (ancak yapılmamıştır);
  • Şark Şurası’nın merkezi Bakü olması;
  • Üç dilde “Şark Milletleri” adlı bir dergi ve broşürler, beyannameler yayımlanması;
  • Şarkta çalışacak kadroları yetiştirmek için bir üniversite kurulması (KUTV- Kommunistiçesky Universitet Trudyaşçihsiya Vostoka/Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi) 

 

Bakü Kurultayı Üzerine Birkaç Not

Konu üzerine Yavuz Aslan’ın Azerbaycan arşivlerine dayanarak yaptığı çalışma son derece detaylıdır. Kurultay tutanakları Brian Pearce tarafından 1977’de İngilizce’ye 1920’de basılan Rusça resmi tutanaklardan çevrilmiştir. Ancak Kurultay öylesine kalabalık, öylesine farklı uluslardan oluşmuştur ki tutanaklarla ilgili pek çok sorun vardır. Kurultay hengamesinde tutanak tutan Kurultay katipleri, konuşmaları doğru kayıt altına alabilmek için büyük sıkıntı yaşamıştır. Geliş, gidiş, alkış, sürekli hareketin yanında, sadece farklı dillerde değil, farklı aksanlarla yapılan konuşmaların tutanaklara ne kadar doğru geçirildiği şüphe konusudur. Özellikle Rusça yapılan konuşmaların Tatarca, Farsça, vb dillere çevirilerin çok kısa tutulduğu görülmektedir. Tutanaklarda Doğulu dillerinin hiçbiri yer almamıştır. Yanlış anlamalar nedeniyle olsa gerek tutanakların çok kötü tutulduğu ifade edilmektedir (Pearce, 1977). Brian Pearce’ye göre 1900 delegenin bulunduğu ortamda delegelerin çok azı konuşabilmiş, ayrıca zaman kısıtlaması nedeniyle kimse derdini yeteri kadar anlatamamıştır.

37 milletten 1.900 delege, bu delegelerin 1.200’ü kendilerini komünist olarak yazdırmış olsa da Marksist hareket içinde yok denecek kadar az tecrübeye sahip oldukları açıktır. Rusça bilmeyen binlerce delege, Zinoviyev’in saatler süren konuşmasını nasıl dinledi, çeviri yapılmasını bekleyen delegelerin tahammül sınırı nasıl zorlandı hayal etmek bile zor.

Komintern’in II. Kongresi’nde başkan seçilen Zinoviyev’in ve sekreter Radek’in çabaları ile toplanan bu Kurultay bazılarının iddialarına göre Zinoviyev’in gösterisi haline gelmiştir. Komünist Enternasyonal’in II. Kongresi’nde Lenin’le Doğu sorunu konusundaki tartışması ile tanınan Hintli Roy, Bakü Kurultayı için: “Bence büyük bir zaman, enerji ve maddi kaynak israfıydı. Anlamsız, boş, lüzumsuz ajitasyon, “Zinovyev’in sirkiydi”; “Bu bir kongre değil, ajitasyon toplantısıydı. Zaten fikir Zinovyev’den gelmişti, sonunda da onun in showu oldu”; “Heyecanlı Radek ve şiirsel konuşmaları ile John Reed emperyalizme karşı devasa bir kitlesel gösteri için Bakü’deydiler” diye yazmıştır (Roy, 1984; 390-92).

Troçkist görüşlere göre: “Bu önemli kongre hasır altı edilmiştir, çünkü öne çıkan bütün liderleri öldürülmüştür: Zinoviyev, Bela Kun, Radek, Rıskulov ve Nerimanov (https://www.marxists.org › history › comintern (30 Ağustos 2019 da bakıldı).

Kurultay tutanaklarında “234 Türk delege” bulunduğu yazılmıştır. Ama bunun tamamının Türkiye’den gelen delegeler olmadığı, Rusya Azerileri ve Tatarlarının da bu sayıya dahil edilmiş olması muhtemeldir. Anadolu’dan Karabekir’in izniyle 50’ye yakın delege gelmiş, Mustafa Suphi de 31 kişilik Türkiye Komünistleri Grubu’nun başında kurultaya katılmıştır. Yavuz Aslan’a göre Türkiye adına Kurultay’a katılanların sayısı 164’tür (Aslan, 2007; 227).

Enver Paşa’nın Birinci Doğu Halkları Kurultayı’na, Enver Paşa’nın Zinovyev ve Radek’in bulunduğu treni ile Bakü’ye gelmesi ve konuşmasının Kurultay’da okunması bir başka sorun teşkil etmektedir. Ancak Kurultay’da Mustafa Suphi konuşturulmamıştır. Tatar-Başkurtların lideri konumundaki Sultan Galiyev’in, Zeki Velidov’a yakın olduğu endişesi ile Kurultay’a gönderilmediği (Kakınç, 2004; 154)[iii], Mustafa Suphi’nin dışlandığı koşullarda, koca İttihatçı Enver Paşa’nın Kurultay’da bildirisinin okunması ve “müfrit Türk milliyetçisi”, Teşkilat-ı Mahsusacı bir komitacı olan Baha Şakir’in partisizler bölümünde konuşmasına izin verilmesi; Kurultay sonrasında kurulan Şark Şûrası’na Mustafa Suphi seçilmezken Baha Şakir’in seçilmesi ise skandaldır.

Birinci Bakü Doğu Halkları Kurultayı, binlerce insanın katıldığı bir toplantı olarak tarihteki yerini almış bir girişim olarak üzerinde daha fazla araştırma yapılmasını hak etmektedir.

 

DİPNOTLAR

[i] ABC’de Ahundov (Azeri), Feyzullah Hocayev (Türkistan) ve Aliyev’in ismi yoktur. “Firzof” ismindeki delege “Firdevs” olabilir mi? ABC “beş Müslüman delege tek oy hakkıyla katılmıştır” demektedir. 
https://www.marxists.org › history › comintern (30 Ağustos 2019 da bakıldı).

 

[ii] Sömürge ve zayıf ulusların emperyalist güçler tarafından yüzyıllardır ezilmeleri, ezilen ülkelerin emekçi kitlelerini yalnızca ezen uluslara karşı düşmanlıkla doldurmakla kalmamış, bu uluslara karşı genel olarak, yani onların proletaryalarına karşı bile güvensizlik uyandırmıştır. 1914-19’da proletaryanın resmi önderlerinin çoğunluğunun sosyalizme alçakça ihaneti, ‘kendi’ burjuvazilerinin sömürgelerini ezme ve bağımlı ülkelerini mali olarak soyma ‘hak’larını savunduklarını gizlemek için ‘ülke savunması’nı sosyal-şoven bir örtü olarak kullanmaları, bu bütünüyle meşru güvensizliği artırmadan edemezdi. Bu önyargılar, ancak ileri ülkelerde emperyalizm ve kapitalizm ortadan kalktıktan sonra ve geri ülkelerde ekonomik yaşamın bütün temelleri kökten değiştikten sonra ortadan kalkabilecekleri için, çok yavaş silinmek durumundadırlar. Bu yüzden, uzun süre ezilmiş ülke ve uluslarda ulusal duygu kalıntılarına karşı özel bir dikkat ve titizlik göstermek, bütün ülkelerin sınıf bilinçli komünist proletaryasının görevidir; bu güvensizlik ve önyargıları en hızlı bir biçimde yenebilmek amacıyla belirli tavizler vermek de aynı ölçüde gereklidir. Kapitalizme karşı tam zafer, dünya çapında bütün ülkelerin ve ulusların önce proletaryası ve peşinden emekçi kitleleri, ittifak ve birlik için gönüllü olarak çaba harcamadan kazanılamaz.

 

[iii] 1-7 Eylül’de Bakü’de Doğu Halkları Kongresi yapılmaktayken, Sultan Galiyev 12-18 Eylül’de Moskova’da yapılan Genç Komünistler Kongresi’nde görevlendirmiştir. Sultan Galiyev bu konuda şunları söylemiştir: “Bana yönelik güvensizliğin sonucu çok ağır oldu. Zinoviyev’le birlikte Bakü’ye Doğu Halkları Kongresine gitmeye hazırlanırken, yoldaş Stalin müdahale etti ve ben Politbüro’nun kararıyla Moskova’da kaldım. Oysa Doğu’da çalışmak, tüm ihtilal dönemi boyunca benim en içten arzumdu” (Kakınç, 2004 154. Erdem, 2006; 622). “Bana MK’de güvenmiyorlardı ve Bakü’ye Doğu Halkları Kongresi’ne göndermediler” (Kakınç, 2004; 69). 

 

KAYNAKLAR:

Akal, Emel. 2018. Milli Mücadele’nin Başlangıcında Mustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm. İletişim Yayınları: İstanbul.

Akal, Emel. 2014. İştirakiyuncular, Komünistler ve Paşa Hazretleri. İletişim Yayınları: İstanbul.

Aslan, Yavuz. 2007. Birinci Doğu Halkları Kurultayı. Kaynak Yayınları: İstanbul.

Aslan, Yavuz. 1997. Türkiye Komünist Fırkasının Kuruluşu ve Mustafa Suphi. TTK Basımevi: Ankara.

(ABC) Alexandre Bennigsen ve Chantal Lemercier-Quelquejay. 1981. Sultan Galiyev ve Rusya Müslümanları. Hür Yayınları: Çev. Nezih Uzel. İstanbul: Hürriyet Yayınları.

Brian Pearce. 1977. Congress of the Peoples of the East Baku, September 1920. Stenographic Report. Translated and annotated by Brian Pearce. London: New Park Publication.

BDHK. Birinci Doğu Halkları Kurultayı Bakü 1-8 Eylül 1920. 1975. Koral Yayınları: İstanbul.

Benningsen Alexandre ve S. Enders Wimbush. 1979. Sultangaliyev ve Sovyetler Birliğinde Milli Komünizm. Çev. Bülent Tanatar. Anahtar Kitaplar: İstanbul.

Berzeg,

Carr, E. H. 1989. Bolşevik Devrimi. Cilt I. Çev. Orhan Suda. Metis Yayınları: İstanbul.

Carr, E. H. 1998. Bolşevik Devrimi. Cilt II. Çev. Orhan Suda. Metis Yayınları: İstanbul

Carr, E. H. 2004. Bolşevik Devrimi. Cilt III. Metis Yayınları: İstanbul.

Erdem; Özgür. 2006. Sultan Galiyev. Bütün Eserleri. İleri Yayınları: İstanbul.

History of Communist International, https://www.marxists.org/history/international/comintern/index.htm (30 Ağustos 2019 tarihinde erişildi).  

Kakınç, Halit. 2004. Destansı Kuramcı Sultangaliyev. Bulut Yayınları: İstanbul.

Macmillan Margaret. 2004. Paris 1919. ODTÜ Yayıncılık: Ankara.

Tunçay, Mete ve Erden Akbulut. 2007. Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası (1920-1923). Sosyal

Tarih Yayınları: İstanbul.

Roy, MN. 1984. M.N. Roy’s Memoirs. Ajanta Publications (India): Delhi.

Rüstəmova, Solmaz Tohidi. 2001. Komintern’in Şark Siyaseti ve İran 1919-1943. Hazer Üniversitesi Neşriyatı: Bakı.

Sarıhan Zeki. 1996.  Mehmet Akif. Kaynak Yayınları: İstanbul.

Serge, Victor. Memories of a Revolutionary

Türkiye İştirakiyun Teşkilatlarının Birinci Kongresi (TKP Kuruluş Kongresi).  Tutanaklar-Belgeler. 2008. Der: Atasoy, Emel Seyhan ve Meral Bayülgen. Sosyal Tarih Yayınları: İstanbul.

Türkiye İştirakiyun Teşkilatı. 2008. Der. Banu İşlet ve Cemile Moralıoğlu Kesim. Sosyal Tarih Yayınları: İstanbul.

UİT. Uluslararası İlişkiler Tarihi. 1979. III. Cilt. Çeviri: Attila Tokatlı. May Yayınları: İstanbul.

Togan, Zeki Velidi. 1999. Hatıralar. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: Ankara.