Rusya devlet arşivlerinden 1949 Ocak’ında Stalin-Mao telgraflaşması
Çin Halk Devrimi’nin hemen arefesinde, Sovyetler Birliği lideri Yosif Stalin’in Mao Zedong’a telgraf çekerek Çin Halk Kurtuluş Ordusunun Nanjing Hükümetine karşı nihai saldırıyı başlatmamasını istediği, yaygın olarak dile getirilen bir iddiadır. Mao Zedong ve Zhou Enlai’ya dair çeşitli anılara, anlatımlara dayandırılan1 bu iddia, önce SSCB ve ÇHC tarihçileri, sonrasında ise Rusya ve Çin tarihçileri arasında tartışmalara sebep olmuştur. Stalin’in, Mao ve ÇKP’yi, Çin’i hemen hemen tam ortasından bölen Yangtze Nehri’nin güneyine geçmemesi için zorladığı, böylece bölünmüş bir Çin’e yol açmak istediği, her iki taraf üzerinde de nüfuzunu geliştirerek Çin’in Sovyetlere tabi kalmasını istediği iddia edilmiştir. Keza, Stalin’in nihai ÇKP zaferine inanmadığı, Guomindang’ın gücünü abarttığı, Çin devrimine güvenmediği gibi iddialar da bir biçimde bu “telgraflaşma” hadisesine dayandırılmaktadır. Ayrıca kimi tartışmalarda, Stalin’in bu telkinleri Çin’e gönderdiği SBKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi Anastas Mikoyan aracılığıyla sözlü olarak yaptığı da iddia edilmektedir.
1949 yılının Ocak ayında Yangtze Nehri neden böylesine kritik bir konum kazanmıştı? Çünkü Çin İç Savaşı’nın girdiği son aşamada, ÇKP ve Guomindang, Yangtze Nehri’nin sırasıyla kuzeyini ve güneyini kontrol ediyorlardı. Çin’in ikiye bölündüğü bu anda, güneydeki Amerikan destekli Nanjing rejiminin kaderi üzerine uluslararası bir tartışma da söz konusuydu. Berlin Krizi’nin en şiddetli biçimde yaşandığı bu dönemde, bütün dikkatlerini Avrupa meselelerine yoğunlaştırmış bulunan ABD, Çin sorununa dikkatini yoğunlaştıramasa da, silahlı güçleriyle Çin iç savaşına müdahil olmaya çoktan başlamıştı. ÇKP’nin Yangtze Nehrini geçmesi, dolayısıyla Nanjing’in üzerine yürümesi, dolaysız bir Amerikan askeri müdahalesine yol açabilirdi.
Guomindang lideri Çan Kay Şek’in (Jiang Jieshi) 1 Ocak 1949 tarihli konuşması ile Barış Önerisi yapması ve hem SSCB, hem de ABD, İngiltere ve Fransa’ya barış müzakerelerinde arabuluculuk yapma teklifini götürmesi, bu şartlarda ortaya konulmuş önemli bir politik hamle idi. Stalin-Mao talgraflaşmasının konusunu da Guomindang’ın bu “Barış Teklifi” oluşturuyor.
Rus tarihçi Sergey Tihvinski’nin Stalin’in ve Mao’nun sözkonusu telgraflarını devlet arşivlerinden çıkararak 1994 tarihinde yayımlamasının2 ardından, bu olayın üzerindeki sis perdesi büyük oranda kalkmıştır. Daha önce bu telgrafların Türkçede yayımlanmamış olması nedeniyle, konunun Türkiyeli Marksist Leninist ve Maoist çevreler arasında henüz yeterli açıklığa kavuştuğu söylenemez. Telgraflaşmanın bağlamı, yenilginin eşiğindeki Guomindang yöneticilerinin ABD’nin dikte etmesi sonucunda bir “barış teklifi” ile ortaya çıkmalarıdır. Stalin ve Mao bu hamleyi nasıl yanıtlamak gerektiği üzerine tartışıyorlar. Stalin SSCB ve ÇKP’nin koordineli biçimde geliştireceği kapsamlı bir politik yanıt öneriyor ve nihayet bunun üzerinde birleşerek hamleyi boşa çıkartıyorlar.
Bu makalemizde, Stalin’in Mao Zedong’a gönderdiği 10, 11, 14 ve 15 Ocak 1949 tarihli şifreli telgraflarını ve Mao Zedong’un 12 ve 14 Ocak 1949 tarihli cevabi şifreli telgraflarını, yine Stalin’in Mao’ya gönderdiği 26 Mayıs 1949 tarihli telgraftan bir parçayı Rusya Politik-Sosyal Devlet Arşivi’nde (RGASPİ) bulunan Rusça orjinallerinden çevirerek, konuya belli bir açıklık getirmeye çalışacağım. Bununla birlikte, Stalin ve Mao’nun bu yazıları da ilk kez Türkçede yayımlanmış olacaktır. RGASPİ’de bu kaynaklara erişimimiz için bize yardımcı olan Abstrakt yazarı N. Svetlov’a teşekkürlerimizi iletmeyi borç biliriz. Orjinalinde herhangi bir başlık taşımayan telgraflara, başlıkları, yazının akıcılığını artırmak amacıyla ben koydum.
Telgrafların metinlerinin ardından ise, bu konuyla ilgili çeşitli yazarların yorumlarını aktaracağım. Nihayet, konuya dair bir değerlendirme ile makaleyi noktalayacağım.
Stalin’in Mao’ya ilk telgrafı3:
Nanjing bizden arabulucu olmamızı istiyor
Yoldaş Mao Zedong.
9 Ocak’ta Nanjing hükümetinin Sovyet Hükümeti’ne, Nanjing Hükümeti ile Çin Komünist Partisi arasında ateşkes yapılması ve barışın sağlanması için arabuluculuğu üstlenmesi teklifini içeren notu alındı. Benzer bir teklif ABD, İngiltere ve Fransa hükümetlerine de iletildi. Bu üç hükümetin Nanjing Hükümeti’ne verdiği yanıt henüz ulaşmadı. Sovyet Hükümeti de henüz yanıt vermedi. Hükümetin bu teklifinin Amerikalılar tarafından dikte edildiği her bakımdan açıktır. Bu teklifin amacı, Çin Komünist Partisi’nin Nanjing’dekilerle barış görüşmelerini yekten reddetmesi halinde, Nanjing hükümetini ateşkes ve barışın sağlanması yanlısı, Çin Komünist Partisi’ni ise savaşın sürdürülmesi yanlısı olarak sunmaktır.
Biz şu şekilde yanıt vermeyi düşünüyoruz: Sovyet hükümeti Çin’de ateşin kesilmesi ve barışın sağlanmasından yanaydı ve bundan yana olmaya devam edecektir, ne var ki öncelikle, bu arabuluculuk rolünü kabul etmeden önce, diğer tarafın –Çin Komünist Partisi’nin– SSCB’nin arabuluculuğunu kabul edip etmediğini bilmek istemektedir. Bu temelde, SSCB, diğer tarafın –Çin Komünist Partisi’nin– Nanjing hükümetinin barış girişimi konusunda bilgilendirilmesini ve diğer tarafın da SSCB’nin arabuluculuğuna razı olup olmadığının sorulmasını ister. Böyle yanıt vermeyi düşünüyoruz ve sizden buna katılıp katılmadığınızı bildirmenizi rica ediyoruz. Eğer hemfikir değilseniz, o halde bize daha uygun bir yanıt öneriniz.
Aynı zamanda, eğer sorulursa, sizin yanıtınızın da, örneğin, şu şekilde olmasını öneriyoruz:
Çin Komünist Partisi her zaman Çin’de barıştan yana olmuştur, zira Çin’de iç savaşı başlatan da o değil, Nanjing hükümeti olmuştur, ki aynı zamanda bu hükümet, savaşın sonuçlarından da sorumlu tutulmalıdır. Çin Komünist Partisi, Guomindang ile görüşmelerden yanadır, ne var ki Çin’de iç savaşı başlatan bu savaş suçlularının katılımı olmaksızın. Çin Komünist Partisi, herhangi bir yabancı arabulucu olmaksızın, Guomindang ile doğrudan görüşmelerden yanadır. Çin Komünist Partisi, özellikle iç savaş sürecine silahlı kuvvetleri ve donanmaları ile Halk Kurtuluş Ordusu’na karşı bizzat katılan yabancı güçlerin arabuluculuğunu özellikle imkansız saymaktadır, zira bu güçler, Çin’de savaşın ortadan kaldırılması görevinde tarafsız ve nesnel sayılamazlar. Sizin yanıtınızın da, örneğin, bu şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz.
Eğer katılmıyorsanız, bize fikrinizi iletiniz.
Moskova’ya seyahatinizle ilgili olarak ise, yukarıda açıklanan koşullar nedeniyle, maalesef, ziyaretinizi bir kez daha, bir süreliğine ertelemeniz gerekecek, zira bu şartlar altında, Moskova’ya ziyaretiniz, düşmanlar tarafından Çin Komünist Partisi’nin sözde bağımsız, gerçekte ise Moskova’ya bağımlı bir güç olduğu yönündeki itibarsızlaştırma çabaları için kullanılacaktır, bu ise, kuşkusuz, hem ÇKP’nin hem de SSCB’nin zararına olacaktır.
Yanıtınızı bekliyoruz.
Filippov
10 Ocak 1949
(Bu ve diğer telgraflarda Stalin, gizlilik amacıyla Filippov kod adını kullanmıştır – çn.)
Stalin’in Mao’ya ikinci telgrafı4:
Amacımız Guomindang’ı boşa düşürmektir
Mao Zedong Yoldaşa.
Önceki telgrafın devamı ve sonu
Yukarıda söylenenlerden de görülebileceği gibi, sizin Guomindang’ın teklifine vermenizi öngördüğümüz yanıt, barış görüşmelerini boşa düşürme amacıyla tasarlanmıştır. Guomindang’ın barış görüşmelerine yabancı güçler olmaksızın, özellikle de ABD’nin arabuluculuğu olmaksızın girmeyeceği açıktır. Aynı zamanda, Guomindang’ın barış görüşmelerini Çan-Kay Şek ve diğer savaş suçlularının katılımı olmaksızın yürütmek istemeyeceği de açıktır. Dolayısıyla biz, Guomindang’ın, ÇKP tarafından konulan bu şartlar altında barış görüşmeleri yürütmeyi reddedeceğini değerlendirmekteyiz. Sonuç itibariyle, ÇKP barış görüşmeleri yürütmeye razı olduğunu ilan etmiş olacaktır, dolayısıyla o artık iç savaşın devamından yana olmakla itham edilemez. Bu halde, Guomindang, barış görüşmelerinin çökmesinin suçlusu olacaktır. Bu yoldan, Guomindangcıların barış manevrası başarısızlığa uğramış olacaktır ve böylece siz de muzaffer kurtuluş savaşınızı devam ettirebilirsiniz.
Yanıtınızı bekliyoruz.
Filippov.
11 Ocak 1949
NOT: Ayrıca, Stalin, Mao’ya 11 Ocak tarihli bu telgrafında, Nanjing hükümetinin Sovyet hükümetine ilettiği “barış teklifi”nin tam metnini de “yayımlanmamak kaydıyla” notunu düşerek iletmiştir5.
Mao Zedong’un J. V. Stalin’e cevabi telgrafı6:
Guomindang’ın barış hilesini reddetme eğilimindeyiz
Yoldaş Filippov,
10 Ocak tarihli telgrafınızı aldım.
1. Nanjing hükümetinin SSCB’nin Çin’deki iç savaşı sona erdirmek için arabuluculuk etmesi hakkındaki notu ile ilgili olarak, SSCB’nin şu şekilde yanıt vermesi gerektiğini düşünüyoruz:
SSCB hükümeti her zaman barış içinde, demokratik ve yekpare bir Çin’den yana olmuştur, bugün de öyledir. Ne var ki, Çin’de barışın, demokrasinin ve Çin’in birliğinin hangi yoldan kazanılabileceği, Çin halkını ilgilendiren bir sorundur. Diğer ülkelerin iç işlerine karışmama prensibini esas alan SSCB hükümeti, Çin iç savaşının iki tarafı arasında arabuluculuk yapmayı kabul edilmez bulur.
2. ABD, İngiltere ve Fransa, özellikle de ABD, her ne kadar Çin’deki iç savaşın Guomindang’ın iktidarının restorasyonu ile tamamlanması hedefini temin etmek üzere arabuluculuk yapmaya oldukça istekli olsalar da, bu ülkelerin hükümetlerinin, özellikle de ABD Hükümetinin, Çin halkı arasında otoritesini yitirdiğini kabul ediyoruz. Bununla birlikte, Halk Kurtuluş Ordusu’nun bütün Çin’deki zaferleri ve Guomindang’ın güç yitirişi herkesin gözleri önündedir – Nanjing hükümetini desteklemeye ve dolayısıyla HKO’na saldırmaya devam etmeye istekli olup olmadıkları ise belirsizliğini korumaktadır.
Sadece SSCB, Çin halkı arasında yüksek bir otoriteye sahiptir, dolayısıyla, eğer Nanjing hükümetinin teklifine yanıt olarak SSCB 10 Ocak tarihli telgrafınızda belirttiğiniz konumu alır ise, bunun sonucunda, ABD, İngiltere ve Fransa kendi katılımlarını zorunlu görmek sonucunu çıkarabilir. Bu da Guomindang’ın bizi savaş kışkırtıcıları olarak suçlayacakları bir fırsat bulmaları anlamına gelecektir.
Böylece, Guomindang’dan memnun olmayan ve hızlı bir HKO zaferi umutları içerisinde olan geniş halk kitlelerinin cesareti kırılacaktır.
Dolayısıyla, eğer SSCB, bütün uluslararası ilişkilerin çıkarlarını temel alarak, nota cevaben, bizim önerdiğimiz konumu almayı kabul ederse –ki biz böyle yapmanızı, önerimizi onaylamanızı dileriz – bunun bize büyük yardımı olacaktır.
3. Nanjing Hükümeti’nden, aralarında savaş suçluları da bulunan kişilerle barış görüşmelerine girişmek – bunun üzerinde biraz düşünmemiz gerekiyor. Şu anda şu konumu almaya eğilimliyiz: Çin halkının gerçek barışı hızla elde etmesi için Nanjing Hükümetinin koşulsuz teslim olması gereklidir.
Savaşı başlatan Nanjing hükümetidir ve büyük bir suç işlemiştir. Ülkedeki halk ona inanmamaktadır. Savaşın en kısa sürede bitmesi ve barışın sağlanması için, Nanjing hükümeti iktidarı halka devretmelidir. İktidara yapışıp kalmaya hakkı yoktur.
Eğer Jian Jijun, Şao Litzı7 ve bu türden diğer şahsiyetlerle görüşmelere oturur ve onlarla birlikte bir koalisyon hükümeti oluşturursak, bu tam da ABD Hükümetinin görmek istediği şey olurdu.
Ama bu Çin halkını, demokratik partileri ve halk örgütlenmelerini, Halk Kurtuluş Ordusu’nun çeşitli kesimlerini ve hatta ÇKP tabanını büyük bir kargaşaya sürükleyecek ve davamızın haklılığına inancın getirdiği güçlü konumumuzu ciddi oranda zedeleyecektir.
Temmuz 1947’den itibaren ABD Hükümeti ve Guomindang’ın, bu ikincilerin askeri yenilgisi karşısında kaçınılmaz olarak girişecekleri barış görüşmeleri hilelerini ve keza bu aldatmanın Çin halkı üzerinde yaratacağı etkileri dikkatle ve süreklilik içerisinde izledik.
Bu aldatmanın halk üzerinde büyük etkisi olabileceğinden ve bu sebeple bir politik manevra yapmaya zorlayabileceğinden, yani Guomindang ile görüşmeler yapmayı reddedemeyebileceğimizden derin biçimde kaygılıydık. Bir koalisyon hükümetinin kuruluşunu ağırdan alıyoruz. Bunun sebebi, Amerikalıları ve Guomindangcıları ellerindeki kozu göstermeye zorlamaktır, biz ise kendi kozumuzu son anda oynayacağız.
Yakın zamanda, 43 kişiden oluşan bir savaş suçluları listesi yayımladık. Bu yetkili kişilerin açıklaması biçiminde, gayri resmi olarak yapıldı. Halk Kurtuluş Ordusu, henüz bu savaş suçlularının yakalanması için herhangi bir emir yayımlamadı.
1 Ocak tarihinde Çan Kay Şek barış önerisini ortaya koydu. Biz bir gazetecinin makalesi biçiminde gayriresmi bir yanıt verdik.
Kısacası, bir dizi noktayı, Çin halkının ve uluslararası toplumun Guomindang’ın barış görüşmeleri hilesine vereceği tepkiyi görmek üzere, daha sonraki değişikliklere açık bıraktık.
Şu anda biz Guomindang’ın barış hilesini haklı şekilde reddetme eğilimindeyiz, çünkü mevcut durumda, Çin’deki güçler dengesi kökten bir değişiklik geçirmiştir ve uluslararası toplum da Nanjing hükümetinden yana değildir, HKO bu yıl kendi başına Yangtze nehrini geçerek Nanjing’e saldırabilir.
Sanki, tekrardan dolambaçlı bir politik manevraya girişmek durumunda kalmayabiliriz. Mevcut durumda, böylesi bir dolambaçlı manevranın faydadan çok zararı olacaktır.
4. Bu denli önemli bir sorunda fikrimizi sormuş olduğunuz için size teşekkür ederim. Eğer yukarıdaki fikirlerime katılmıyorsanız veya bazı değişiklikler yapacaksanız, lütfen bildiriniz.
Mao Zedong
12 Ocak 1949
Stalin’in Mao’ya üçüncü telgrafı8:
Barış bayrağı ÇKP’nin ellerinde kalmalı
Mao Zedong Yoldaşa.
Nanjing’in barış önerisi üzerine uzun telgrafınız alındı.
1. Kuşkusuz, Nanjing hükümetinin barış teklifi, ABD’nin bütün bu barış manevrası hiç var olmasaydı çok daha iyi olabilirdi. Açıktır ki, bu manevra arzu edilir bir şey değildir, zira ortak davamıza zarar verebilir. Ama maalesef, bu manevra mevcuttur, bir gerçektir ve biz bu gerçeğe gözlerimizi kapatamayız, onu dikkate almak durumundayız.
2. Nanjingcilerin ve ABD’nin barış önerisinin, aldatma politikasının bir ifadesi olduğuna şüphe yoktur. İlkin, bizzat Guomindang’cılar barışı istememektedirler, zira Komünist Partisi ile barış Guomindang’ın temel politikası olan Komünist Partisi’nin ve onun askeri güçlerinin tasfiyesinin inkarı anlamına gelecektir, ne var ki böyle bir inkar, Guomindang liderlerinin politik ölümüne ve Guomindang birliklerinin tamamen çöküşüne yol açabilir. İkinci olarak, onlar Komünist Partisi’nin de Guomindang ile barış yapmayacağını bilirler, zira bu da Komünist Partisi’nin temel politikası olan Guomindang ve askeri güçlerini tasfiyeyi reddetmesi anlamına gelecektir.
Sonuç itibariyle Nanjingcilerin istediği nedir? Onlar Komünist Partisi ile barış değil, ateşkes yapmak, askeri faaliyetlerin bir süreliğine durdurulmasını sağlamak istemektedirler, böylece ateşkesi soluklanmak için kullanacaklar, Guomindang birliklerini düzene sokacaklar, Yangtze nehrinin güney kıyısını tahkim edecekler, ABD’den silah getirecekler, güçlerini yığacak ve sonra ateşkesi bozarak halk kurtuluş ordusuna saldıracaklar, görüşmelerin kesilmesinin suçunu ise Komünist Partisi’ne atacaklardır. En asgarisinden, istedikleri, Komünist Partisi’nin Guomindang birliklerini yok etmesini engellemektir.
Nanjingcilerin ve ABD’nin şu anda yürütmekte olduğu aldatma politikasının temeli budur.
3. Nanjingcilerin ve ABD’nin bu manevrasına nasıl yanıt verilebilir? İki yanıt mümkündür. İlk yanıt; Nanjing’in barış önerisini açık ve düz biçimde reddetmek, böylece iç savaşın devam etmesinin gerekliliğini ilan etmektir. Ancak bu ne anlama gelecektir? Bunun anlamı, ilkin, sizin en büyük kozunuzu masaya koymanız ve Guomindangcıların ellerine barışın bayrağı gibi son derece önemli bir silahı teslim etmeniz demektir. Bunun anlamı, ikinci olarak, Çin içindeki ve dışındaki düşmanlarınıza yardım etmeniz ve onların Komünist Partisi’ni iç savaşın sürmesinden yana olmakla damgalamasına izin vermeniz, Guomindang’ı ise barışın savunucusu olarak yüceltmeniz anlamına gelecektir. Bunun anlamı, üçüncü olarak, ABD’ye, Avrupa ve Amerika kamuoyunu ÇKP ile barışın imkansız olduğu, çünkü ÇKP’nin barışı istemediği, Çin’de barışı elde etmenin yegane yolunun büyük güçlerin silahlı müdahalesi –Rusya’da 1918’den 1921’e kadar süren türde bir müdahale gibi– olduğu yönünde etkileme imkanını vermeniz olacaktır.
Bize göre, dürüst insanlarla iş yaparken açık ve düz yanıtlar iyidir, ancak eğer Nanjingciler türünden politik sahtekarlarla işiniz varsa, açık ve düz yanıtlar tehlikeli olabilir.
Başka türlü bir yanıt da mümkündür. Yani: a) Çin’de barışın istenilir olduğunu ilan etmek; b) taraflar arasındaki müzakerelerin yabancı arabulucular olmaksızın yürütüleceğini belirtmek, zira Çin bağımsız bir ülkedir ve yabancı arabuluculara ihtiyaç duymamaktadır; c) müzakerelerin Çin Komünist Partisi ile Guomindang arasında iki parti olarak yürütüleceğini, Nanjing hükümeti ile yürütülmeyeceğini ilan etmek, zira Nanjing hükümeti iç savaşın çıkmasından suçludur ve bundan dolayı Çin halkının güvenini yitirmiştir; d) taraflar barış sorunları ve Çin’in liderliği hakkında anlaştığında ateşin kesileceğini belirtmek.
Guomindang bu şartları kabul edebilir mi? Bizce, edemez. Ancak eğer Guomindang bu şartları kabul etmezse, halk, iç savaşın sürmesinin sorumluluğunun ÇKP’ye değil, Guomindang’a ait olduğunu bilecektir. Bu durumda, barış bayrağı ÇKP’nin ellerinde kalacaktır. Bu, özellikle şimdi önemlidir, zira bugün Çin’de iç savaştan yorgun düşen ve barışın sağlanmasını savunan tarafı destekleyecek durumda çok sayıda insan vardır.
Ama imkansızın gerçekleştiğini varsayalım ve Guomindang’ın bu şartları kabul ettiğini düşünelim. O durumda Komünist Partisi’nin hareket planları nasıl olmalıdır?
Planın ilk adımı, silahlı faaliyetleri durdurmamak, merkezi koalisyon hükümeti organlarını, komünistler Danışma Meclisinde beşte üç civarında, hükümette ise üçte iki çoğunluk oluşturacak şekilde meydana getirmek, kalan yerlerin ise, diğer demokratik partiler ve Guomindang arasında dağıtılmasını sağlamak olacaktır.
İkinci olarak, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve imkan dahilinde ise Devlet Başkanlığı makamları komünistlerin elinde bulunmalıdır.
Üçüncü olarak, Danışma Meclisi’nin, bu şekilde kurulan koalisyon hükümetini Çin’in yegane hükümeti olarak ilan etmesi ve kendisini Çin’in hükümeti ilan edebilecek her türlü başka oluşumun kendinden menkul ve asi güçler sayılmasına ve tasfiye edileceğine hükmetmesi.
Son olarak, koalisyon hükümeti hem sizin birliklerinize, hem de Guomindang’ın birliklerine bir emir yayımlayarak, birlikleri koalisyon hükümetine bağlılık andı içmeye davet etmeli, ve böylece, sadakat andını içen bütün birliklere karşı her türlü askeri faaliyet derhal kesilmeli, bunu yapmayı reddeden birliklere karşı ise askeri faaliyet sürdürülmelidir.
Guomindang’ın bu şartlara uyması beklenmedik bir şey olacaktır, ama eğer uymazlarsa, onlar için daha da kötü olacaktır, zira tamamen tecrit olacaklardır, ve bu şartlar Guomindangcılar olmaksızın da hayata geçirilebilecektir.
4. Meseleyi ele alışımız ve size önerilerimiz bu şekildedir. Önceki telgraflarda önerimizi tam açıklıkla izah edememiş olmamız mümkündür.
Sizden ricamız, bizim önerimizi sadece bir öneri olarak ele almanızdır, bu öneri sizi hiçbir şeye zorlamamaktadır, onu kabul veya red edebilirsiniz. Önerimizin reddedilmesinin, ilişkilerimizi etkilemeyeceği ve her zaman olduğumuz gibi dost kalacağımız hususunda emin olabilirsiniz.
5. Nanjingcilerin arabuluculuk önerisine vereceğimiz yanıtın ruhu, sizin dilediğiniz doğrultuda olacaktır.
6. Moskova’ya yapacağınız seyahati geçici olarak ertelemeniz konusunda ısrarcıyız, şu anda sizin Çin’deki varlığınız çok gereklidir. Eğer isterseniz, Politbüro’dan yetkili bir üyeyi, sizin için önemli olan sorunları tartışmak üzere Harbin veya başka bir yere hızla gönderebiliriz.
Filippov
14 Ocak 1949.
Mao’nun Stalin’e ikinci cevabi telgrafı9:
Barış önerimizi ilan ettik
Yoldaş Filippov,
1. 11 Ocak tarihli tamamlayıcı telgrafınızı almaktan dolayı çok mutlu oldum. Temel doğrultu ile ilgili olarak (Guomindang ile barış görüşmelerinin boşa düşürülmesi, devrimci savaşın sonuna kadar sürdürülmesi) tamamen birlik halindeyiz.
Bugün Guomindang ile barış görüşmelerini başlatabilmemiz için üzerinde anlaştığımız 8 koşulu ilan ettik. Bu koşullar Çan Kay Şek tarafından 1 Ocak barış önerisinde ilan edilen 5 gerici koşula karşıt olarak ortaya konulmuştur.
Bu koşulları ilan etmemizden birkaç gün önce Amerikalılar, Guomindang ile 43 savaş suçlusu katılmaksızın barış görüşmeleri yürütmeye nasıl bakacağımıza dair fikrimizi öğrenmek istediler. Dolayısıyla, Guomindang’ın barış görüşmeleri komplosunu çökertmek için sadece tek bir şart, yani savaş suçlularının katılmamasını öne sürmek yetersiz kalacaktı.
2. [….]10
3. Guomindang tarafından barış önerisinin yayımlanmasının ardından, Guomindang yönetimi altındaki bölgelerde büyük bir kargaşa hüküm sürüyor, halk yığınları Guomindang’dan barış istiyor ve Guomindang’ı, öne sürdüğü şartların aşırı derecede katı olduğu gerekçesiyle eleştiriyor.
Guomindang’ın ajitasyon-propaganda organları, Guomindang’ın neden yasal statüsünü ve silahlı güçlerini koruması gerektiğine dair izahat yapıyorlar.
Guomindang içindeki kargaşanın giderek daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.
Mao Zedong
14 Ocak 1949
Stalin’in Mao’ya üçüncü telgrafı11:
Mesele hallolmuş demektir
Mao Zedong yoldaşa,
Son kısa telgrafınızı henüz aldık. Bu telgraftan, Nanjingcilerin barış önerisi konusunda aramızda görüş birliği bulunduğu ve Çin Komünist Partisi’nin halihazırda “Barış” kampanyasını başlattığı anlaşılmaktadır. Mesele hallolmuş demektir.
Filippov.
15 Ocak 1949
ÇKP’nin sekiz şartı
Guomindang’la barış görüşmelerine başlamak için Çin Komünist Partisi’nin öne sürdüğü sekiz şart, SBKP politbürosu için Terebin tarafından hazırlanan bir bilgi notunda12 aktarıldığı şekliyle şunlardır:
“-Savaş suçlularının sert şekilde cezalandırılması
-Sözde anayasanın geçersiz ilan edilmesi
-Sözde anayasal otoritenin feshedilmesi
-Gerici askeri güçlerin bütün bölümlerinin demokratik ilke temelinde yeniden örgütlenmesi
-Bürokratik sermayeye el konulması
-Toprak reformu
-İhanet anlaşmalarının iptal edilmesi
-Politik Danışma Konferansı’nın gericilerin katılımı olmaksızın toplanması, demokratik bir hükümet oluşturulması, Nanjing Guomindang hükümetinin ve ona bağlı bütün hükümetlerin yetkilerinin bu hükümete devredilmesi.”
Olayların devamı
Guomindang, ÇKP’nin barış şartlarını kabul edilemez buldu ve reddetti. Sovyetler Birliği’nin yanı sıra ABD de Nanjing hükümetinin arabuluculuk önerisini reddetti13. Nanjing hükümeti kendisini tecrit olmuş bir halde buldu. Nisan başında ÇKP-Guomindang ikili görüşmeleri başlatılsa da, Guomindang’ın uzlaşmaya varmayı reddetmesi üzerine görüşmeler Nisan ortasında kesildi.
21 Nisan’da, Mao Zedong, Halk Kurtuluş Ordusu’na Yangtze nehrinin güneyine geçme emrini verdi. 24 Nisan 1949’da Mareşal Liu Bocheng komutasındaki HKO birlikleri Guomindang hükümetinin başkenti olan Nanjing’e girdi. Guomindang hükümeti buradan çekilerek, önce güneydeki Kanton’a, sonra ise Tayvan Adası’na kaçtı. Çin Halk Kurtuluş Ordusu tüm anakara Çin’de Guomindang birliklerini büyük oranda yok etti. 1 Ekim 1949’da Mao Zedong, Beijing’in Tianenmen Meydanı’nda Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilan etti.
Konuya dair tartışmalar
Pekin Üniversitesi’nden tarih profesörü Kim Donggil, “Stalin ve Çin İç Savaşı” başlıklı makalesinde meseleyi ele almaktadır. Kim, geniş anlamda Yosif Stalin’in 1949 yılında ÇKP’yi Yangtze nehrinin güneyine geçmemeye ikna etmeye uğraşıp uğraşmadığı sorununu ele almaktadır. Yukarıda aktardığımız telgraflar makalenin bir unsuru olarak yer almaktadır. Kim’e göre, Tihvinski’nin makalesinde Stalin-Mao telgraflaşmasının yayımlanması, meseleye “genişlik katmış, ama meseleyi nihai olarak çözüme ulaştırmamıştır”.
Kim, (ÇKP merkezi gazetesi) Halkın Günlüğü’nde çıkan bir tanıklığı anımsatır. Buna göre, 2 Ocak 1979’da “Gerçeğe saygılı olmalı ve bağımsızca düşünmeliyiz: Başkan Mao ile 1957 yılında yapılmış samimi bir sohbeti anımsamak” başlıklı ve Wang Fangming imzalı bir makalede, Mao’dan şu aktarım yapılır:
“1949 yılında, Yangtze nehrini geçmek üzereyken, hala bizi bunu yapmaktan alıkoyan birisi vardı. Bize nehri kesinlikle geçemeyeceğimiz söyleniyordu. Eğer geçersek, ABD asker gönderecek, Çin ‘Kuzey ve Güney Hanedanlıklarına’ benzer bir duruma düşecekti. Başkan Mao şöyle devam etti: ‘Ben onları dinlemedim. Nehri geçtiğimizde ABD birliklerinin hiçbir müdahalesi gerçekleşmedi. ‘Kuzey ve Güney Hanedanlıkları’ durumu ortaya çıkmadı. Daha sonra, nehri geçmekten bizi caydırmaya çalışan o kişiyle [yani, Stalin’le] buluştum. İlk sözleri ‘Galipler suçlanamazlar’ oldu.’ Başkan şöyle devam etti, ‘Bizi önerisini tutmadığımız için kınamadı, tersine, galipler olarak hakkımızı teslim etti.’”
Mao Zedong’un sağlığında açık biçimde Yangtze Nehriyle ilgili bir söylemi bulunmamaktadır. Mao’yu pek çok bakımından yadsıyan Deng Xiaoping iktidarı döneminde yayımlanmış bu tanıklığı esas almak ise pek sağlıklı görünmemektedir.
Kim’in aktardığı, Mao’ya atfedilen bir diğer ifadeye göre, Mikoyan’ın Moskova’ya geri dönüşünden hemen sonra, 25 Mart 1949 tarihinde Mao, Şibaipo’daki ÇKP karargahında yoldaşlarına şöyle demiştir: “Kimi uluslararası dostlarımız Çin’in Kurtuluş Savaşı’na dair şüpheci bir yaklaşım sergiliyorlar, bize durmamızı ve Çan Kay Şek ile birlikte, Yangtze nehrinin sınır çizgisini oluşturacağı ‘Kuzey ve Güney Hanedanlıklarını’ kurmamızı öneriyorlar.”
Burada ise, ÇKP’nin 1982 tarihli bir dokümanından aktarım yapılmaktadır. Yine Mao’nun ölümünün ve ‘Dörtlü Çete’ yargılamalarının ardından, geride kalan ve o dönemde Merkez Komitesi’nde olan ÇKP yöneticilerinin ağzından Mao’ya bir ifade atfedilmektedir. Bu örnekte, Deng dönemi ÇKP’si, Stalin’i, doğrudan doğruya Çin’i bölmeye çalışmakla itham etmektedir.
Yine bu konuda ÇHC Başbakanı Zhou Enlai’ye atfedilen bir ifade bulunmaktadır. Bu ifadenin kaynağı da Çin’in o dönemdeki SSCB Büyükelçisi Liu Xiao’dur. Liu, 1955’te Zhou Enlai’ın kendisini kabul ederken, şu yorumu yaptığını aktarmaktadır:
“Nehri geçmemizin arefesinde, Mikoyan, Stalin adına Moskova’dan Xibaipo’ya geldi. Onun temel amacı, Çin devriminin durumunu anlamak ve bizim fikirlerimizi dinlemekti. O dönemde hem askeri hem de politik açıdan çok elverişli bir durumdaydık. Güneye doğru ilerlemeye, nehri geçmeye ve bütün ülkeyi kurtarmaya hazırlanıyorduk. Sovyetler Birliği’nin farklı fikirleri vardı ve bize iç savaşı bitirmemizi tavsiye ediyorlardı. Aslında onlar ‘Kuzey ve Güney Hanedanlıkları’ kurmayı, dolayısıyla iki Çin yaratmayı planlıyorlardı.” (Aktaran Kim Donggil)
Liu’nun bu tanıklığı da, tıpkı yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, Zhou Enlai’ın ölümünden sonra, Deng Xiaoping yönetimi döneminde, 1986 yılında yayımlanmıştır14. Yazarın kendisinin de Kültür Devrimi döneminde hapsedilen, 7 yıl hapiste kalan, ancak Deng döneminde yeniden yüksek parti çevrelerine giren bir şahsiyet olması, bu tanıklığın üzerindeki kuşku bulutlarını yoğunlaştırmaktadır.
Nihayet, tam olarak aynı kapsamda olmasa da, benzer bir söylenceyi popüler bir Maoist tarihyazımı olan Han Suyin’in Sabah Tufanı kitabında da görüyoruz. Burada, “1948 yılı ortalarında ya da biraz daha önce, Stalin’in Liu Şao-çi aracılığıyla Çin Komünist Partisi’ne kesin olarak askeri harekatlarını hızlandırmamaları ve Güney Çin’i Çan Kay-Şek’e bırakmalarını; Yangtze ırmağını geçmemeleri ve gerilla savaşına dönmelerini salık verdiğini de biliyoruz” şeklinde bir ifade yer almaktadır15. Han Suyin bunu kesin bir bilgi gibi sunmaktadır. Ancak, bunu nereden biliyoruz, nasıl biliyoruz, orası belirsizdir. Bu kitabın genel özelliği, öne sürdüğü iddialara dair kaynak göstermemesidir. Ancak, Stalin’in bu makalede aktardığımız telgrafları, buradaki söylencenin, hem Yangtze nehrinin geçilmemesi, hem de gerilla savaşına dönülmesi kısımlarını açık olarak yanlışlamaktadır. Stalin önerilerini düzenli ordu harekatlarını esas alarak yapmakta, hücum hareketini varsaymakta, bunun olası politik ve askeri sorunları üzerine öneriler yapmaktadır. Bu söylencede ifade edilen “gerilla savaşına dönmek” ise savunmaya çekilmek anlamına gelecektir ve Çin’in yarıya yakınını hali hazırda ele geçirmiş bir düzenli ordunun gerilla savaşına dönmesi akıl almaz bir öneri gibi durmaktadır.
Ne var ki, Mao’nun, Stalin’in ölümünün ardından yayımladığı kimi eleştiriler bu tür spekülasyonların üzerinde yükseldiği zemini oluşturmaktadır. Örneğin 25 Nisan 1956 tarihli “10 Temel İlişki Üzerine” başlıklı konuşmasında Mao şunları söylemişti: “Kurtuluş Savaşı döneminde Stalin, önce bize devrim için bastırmamamızı öğütledi, eğer iç savaş patlak verirse, Çin ulusunun yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacağını söyledi. Ardından savaş başladığında, bize yarı ciddi yarı şüpheci yaklaştı. Savaşı kazandığımızda Stalin, bizim zaferimizin Tito’nunkine benzediğinden şüphelendi, 1949 ve 1950’de üzerimizdeki baskı gerçekten ağırdı. Öyle dahi olsa, onu %30 hatalı, %70 başarılı sayıyoruz.”
Mao Zedong’un Stalin’e dair, bu ve benzeri, ne doğrulanması, ne de yanlışlanması pek mümkün olmayan genel ve soyut ifadeleri, Stalin döneminin eleştirel Marksist-Leninist incelemesine fazlaca bir katkı getirmemiş, ancak kendisinden sonra gelen Deng Xiaoping revizyonist grubunun kimi Sovyet düşmanı spekülasyonlar öne sürmesi için elverişli zemin sunmuştur. Mao, Politbüro’ya yukarıda aktardığımız konuşmayı yaptığında SSCB’de de-Stalinizasyon rüzgarları esiyordu ve her ne kadar sonradan karşı çıksa da, başlangıçta, Mao da bu rüzgara bir ölçüde destek vermişti16.
Kim Donggil, bu yönde somut bir kanıt bulunmadığını kabul etmesine karşın, yine de Stalin’in Yangtze nehrinin geçilmemesi yönünde müdahale ettiği fikrine destek vermektedir. Bunu da Stalin’in Politbüronun özel temsilcisi olarak 30 Ocak- 8 Şubat tarihleri arasında Çin’e gönderdiği Mikoyan’ın17 sözlü müdahalelerine ya da Sovyet elçilerinin anılarına dayandırmaktadır. Ancak bu konuda da ‘rivayet muhteliftir’. Kim de, makalesinin bir yerinde Mikoyan’ın ÇKP liderliğine Yangtze Nehri’ni geçmemeyi telkin ettiğini öne sürerken, bir başka yerinde ise aynı Mikoyan’ın “Mao Zedong’a en hızlı biçimde Yangtze Nehri’ni geçmeyi ve Nanjing ile Şangay’ın kontrolünü bir an evvel ele geçirmeyi” önerdiğini yazmaktadır. Acaba bunlardan hangisi doğrudur?
Rus tarihçi A. V. Samohin, “Y. V. Stalin’in Çin İç Savaşı’nın sonlarında 1949 yılında politika değişikliği” başlıklı makalesinde konuyu ele almaktadır.
Samohin’e göre, Stalin’in telgraflarında olmayan “Yangtze nehrini geçmeyin” tavsiyesini Mikoyan’ın sözlü tavsiyelerinde de bulmak zordur, aksine beyanlar da vardır, ancak Mikoyan’ın taktik düzeyde, saldırıyı geciktirmeye yönelik telkinleri söz konusu olabilir. Samohin, Mao Zedong ve Mikoyan arasında tercümanlık yapan Shi Zhe’nin anlatımlarında da Mikoyan’ın böyle bir konuşma yapmadığının belirtildiğini aktarır. Bu konuyu arşivlerde araştıran ve tanıklarla görüşmeler yapan Yu Zhan ve Zhan Guangyu adlı iki Çinli tarihçinin de aynı sonuca ulaştığını belirtir18. Samohin, o dönemde SBKP MK temsilcisi olarak Çin’de bulunan ve görüşmelere doğrudan katılan İ. V. Kovalev’den de şu sözleri aktarır: “Anımsadığım kadarıyla, Mikoyan, Çan Kay Şek’e karşı hücumu Yangtze nehri kıyılarında durdurmaya dair hiçbir öneri sunmadı.”
Samohin, Stalin’in Berlin krizini, tam da Çin Halk Kurtuluş Ordusu ile Guomindang arasında belirleyici çarpışmaların yaşandığı Ocak ile Mayıs 1949 arasında tırmandırmasının, ABD’nin ilgisini Asya’dan uzak tutarak Çin Devrimine yardımcı olduğunu öne sürmektedir. Ki bu, bize de tutarlı görünmektedir, zira ABD’nin Çin gibi devasa bir anakaranın ellerinden kayıp gitmesine seyirci kalması, ancak Berlin gibi çok daha büyük bir mesele ile meşgul olması koşullarında mümkün olabilirdi. Ancak işin diğer yanı da en az bunun kadar önemlidir. Çinli komünistlerin devrimci savaşı geliştirmekteki ataklığı ve düşmanları olan Guomindang’ın kimsenin beklemediği bir hızda çöküşü de, Amerikan müdahalesini boşa düşüren önemli etkenlerdir.
Samohin’e göre Stalin’in Çin meseleleriyle 1949 başlarındaki ilgisinin ana odağını ABD’nin Çin iç savaşına doğrudan askeri müdahalesinin engellenmesi belirlemiştir. Kovalev de, Stalin’in Nisan 1949 tarihli bir telgrafla Mao’yu ABD askerlerinin, güneye ilerleyen HKO’nun ana birliklerinin geri hatlarına çıkartma yaparak gafil avlayabileceği konusunda uyardığını aktarıyor. Kovalev’e göre, bu telgrafta da sözkonusu olan, “HKO’nun güneye doğru hücumunun durdurulması değil, daha iyi örgütlenmesiydi”. Ancak Samohin, Rus devlet arşivlerinden sağlamasını yaparak bu anıyı düzeltmekte, Stalin’in bu telgrafının Nisan değil 26 Mayıs 1949 tarihli olduğunu ortaya koymaktadır. Samohin, bu örneğin “belgeleri bizzat elinin altında bulunduran insanlar bakımından dahi anıların yanıltıcılığını” sergilediğini vurgulamaktadır. 26 Mayıs, Çin Halk Kurtuluş Ordusu güçlerinin Yangtze Nehrini bir aydır geçtiği ve Guomindang güçlerini büyük oranda ezdikleri bir tarihtir.
Stalin, arşivlerden eriştiğimiz bu telgrafında19 Amerikan güçlerinin Çin HKO’yu arkadan vurması tehlikesine karşı bir uyarı yapmaktadır: “HKO’nun başarıları parlaktır ve biz bu başarılardan çok mutluyuz. Ne var ki, askeri harekatları tamamlanmış saymak, doğru olmayacaktır. İngilizler-Fransızlar-Amerikalılar HKO’nun Hindi-Çini, Burma, Hindistan sınırlarına yaklaşmasının bu ülkelerde ve hatta Endonezya’da ve Filipinler’de devrimci durumu yaratacağını anlamamazlık edemezler. Bu da, bu ülkelerin emperyalistlerce kaybedilmesi ihtimalinden duyulan korkuya yol açacaktır. Dolayısıyla emperyalistler Güney Çin’i kendi etkileri altında tutabilmek için ambargodan HKO’yla silahlı çatışmaya kadar her türlü aracı kullanacaklardır. Anglo-Amerikan güçlerinin Qingdao’ya20, güneye doğru inmekte olan HKO’nun ana güçlerinin arkasına çıkartma yapmaları tehlikesi mevcuttur. Anglo-Amerikan güçlerinin HKO’nun gerisine çıkartma yapmak için Tianji’deki Tanggu gibi başka bir limanı kullanması da mümkündür. Dolayısıyla size önerimiz:
a) HKO’nun güneye doğru, Hindi-Çini, Burma, Hindistan sınırlarına erişmek yönünde hamlesi için acele etmeyin ve ciddi biçimde hazırlanın;
b) HKO’nun güneye doğru ilerleyen ana güçlerinden iyi vasıfta iki ordu ayırarak bunları Tianjin ve Qingdao bölgelerine sevk edin, onları ikmal edin ve düşman çıkartmasını engellemeye hazır halde tutun;
c) HKO birliklerinin mevcudunu azaltmayın.”
Stalin’in burada bir kez daha Amerikan açık askeri işgali tehlikesinden söz ettiğini, buna karşı Çinli komünistleri uyardığını görüyoruz. Ancak bu kez genel bir siyasi öngörüden değil liman isimlerine varana değin somut bir istihbarattan bahsediyor. Muhtemelen Sovyet istihbaratından gelen bir bilgiyi Çinli liderlerle paylaşıyor. Stalin burada, bir parça ihtiyat telkin ediyor, ana vurguyu ise HKO askeri güçlerinin böyle bir işgali engelleyecek tarzda konumlandırılmasına yapıyor. Stalin bu telgrafı çektiğinde, artık mesele Yangtze Nehri olmaktan çoktan çıkmış, Nanjing çoktan komünistlerin eline geçmişti. Ancak bu kez mesele HKO’nun Çin’in güney sınırlarına doğru inmesidir. Herhalde bu telgraftan da Stalin’in Çinli komünistlere HKO’nun güney sınırlarına inmemesini telkin ettiği sonucu çıkartılamaz? Görüldüğü kadarıyla Stalin, Çin devrimini oldukça yakından izlemekte, her aşamada ortaya çıkabilecek sorunları muhataplarıyla paylaşarak onları tedbir almaya sevk etmektedir.
Samohin, 1949 yılı başlarında Stalin’in ve Sovyet liderliğinin Çin meselesine yaklaşımında, ihtiyatlı ve itidalli bir yaklaşımdan ÇKP’ye tam destek vermeye doğru bir değişim yaşandığını öne sürmektedir.
1949 Ocak tarihli Stalin-Mao telgraflaşmasını ilk kez gün ışığına çıkartan Sovyet tarihçisi S. L. Tihvinskiy ise, daha yakın tarihli başka bir kitabında; Stalin’in Mao Zedong ile telgraf müzakerelerinin, Sovyet liderliğinin iddia edildiği gibi ÇKP’ye karşı ilgisiz veya güvensiz olmadığını açıkça gösterdiğini; SSCB’nin Çin’in bölünmesinden yana olduğu, HKO’nun Yangtze Nehri’ni geçmesine karşı olduğu yönündeki söylentileri ise çürüttüğünü belirtmiştir. (Aktaran Samohin)
Sonsöz: Yoldaşça bir yazışma
Telgraflar hakkında yapılan bütün spekülasyonlara karşın, yazışmada son derece yoldaşça dilin kullanıldığı, siyasal mücadelenin gündeme getirdiği bir soruna dair derinlemesine bir tartışmanın yapıldığı ve Stalin’in önerilerini bağlayıcı bir çerçevede ortaya koymadığı, son kararı Çinli komünist liderlere bıraktığı açıkça görülmektedir.
Stalin’in 10 Ocak tarihli telgrafta SSCB’nin yapacağı açıklamaya dair önerisini, Mao Zedong’un önerisi doğrultusunda revize ettiği görülmektedir. Stalin’in önerisi, SSCB’nin “arabuluculuğa hazır” olduğu yönünde bir açıklamaydı, oysa ÇKP bunun tam tersini istiyordu. Bu durumda Stalin’in tutumu, açıklamayı ÇKP’nin taleplerine göre düzenlemek yönünde olmuştur.
Keza Mao Zedong da, Stalin’in önerisi doğrultusunda, Nanjing hükümetinin “barış önerisini” cepheden reddetmek yerine, demokratik bir barışın koşullarını oluşturacak 8 şart ilan etmiş, böylece Guomindang hükümetinin siyasal tecritini sağlamıştır.
Diğer yandan Sovyet hükümeti, bir yandan Berlin’deki krizi tırmandırarak, diğer yandan ise, Nanjing’in “barış görüşmeleri” hilesinin deşifre edilmesini sağlayarak, ABD’nin Çin’e askeri müdahalesinin önünü kesmiştir. Ancak Stalin’in endişeleri tümüyle yersiz de değildi. Nitekim Amerikan açık askeri müdahalesi, bir yıl sonra, Kore’de gerçekleşmiştir.
Telgraflaşmanın içeriği incelendiğinde, 1949 Ocak’ında Stalin’in Çin Komünist Partisi’nin Guomindang’a karşı mücadelesini durdurmak ya da erteletmek istediği yönünde bir çıkarım yapılamayacağı görülmektedir. Nitekim Mao da 14 Ocak tarihli telgrafında “Temel doğrultu ile ilgili olarak tamamen birlik halindeyiz.” sözüyle bunu teyit etmektedir.
Dipnotlar:
1-Bu yazıda “Konuya Dair Tartışmalar” bölümüne bakınız.
2- Tihvinskiy, Sergey. ‘Perepiska I.V. Stalina s Mao Zedunom v Yanvare 1949 goda’. Novaya i noveyşaya istoriia 4 (1994): 132–40.
3-RGASPİ – F. 558. Op. 11 D. 330 L. 095-096
4-RGASPİ – F. 558. Op. 11 D. 330 L. 097
5-RGASPİ F. 558 Op.11 D. 330 L. 098-099
6–RGASPİ – F. 558. Op. 11 D. 330 L. 100-103. Telgrafın üzerindeki listeden, Mao Zedong’un bu şifreli telgrafının 2 kopyasının Stalin’e, birer kopyasının ise Molotov, Beriya, Malenkov, Mikoyan, Kaganoviç, Voznesenskiy, Bulganin, Kosıgin, Vışinskiy’e verildiği anlaşılmaktadır.
7– Jian Jijun ve Şao Litzı 1946’da Nanjing Hükümeti tarafından ÇKP temsilcileriyle görüşmeler yapmak üzere yetkilendirilmişlerdi. Ama General Marshall arabuluculuğunda yürütülen bu görüşmeler, Çan Kay Şek’in müdahalesi ile sonlandırılmıştı.
8-RGASPİ F. 558 Op. 11 D. 330 L. 110-112
9-RGASPİ F. 558 Op. 11 D. 330 L. 104-105. (Telgrafın üzerindeki listeden, Mao Zedong’un bu şifreli telgrafının 2 kopyasının Stalin’e, birer kopyasının ise Molotov, Beriya, Malenkov, Mikoyan, Kaganoviç, Voznesenskiy, Bulganin, Kosıgin, Vışinskiy’e verildiği anlaşılmaktadır.)
10– Bu paragrafta ÇKP’nin radyo istasyonu ile Moskova arasında bundan sonra yapılacak operasyonlar tartışıldığı için yer verilmemiştir.
11- RGASPİ F. 558 Op. 11 D. 330 L. 118
12– RGASPİ F. 558 Op. 11 D. 330 L. 105-106
13- ABD’nin Çin Cumhuriyeti Büyükelçisi J. Stuart’ın 13 Ocak 1949 tarihinde Nanjing hükümetine ilettiği yanıtta; “bugünkü durumda, arabuluculuk rolüne girişmemiz arzu edilen sonuçları vermeyecektir” deniyordu. (Aktaran, A. V. Samohin)
14 – Kitabın ilk baskısı 1986 yılında yapılmıştır, ancak Kim kitabın 1987 yılına ait baskısını referans göstermektedir.
15 – Han Suyin, Sabah Tufanı, Mao Zedung ve Çin Devrimi 1893 -1954, c. 1, Çeviren: Coşkun Irmak, Berfin Yayınları, 2. Baskı, Mayıs 1997, sf. 528-9
16 – Halkın Günlüğü’nün 5 Nisan 1956 tarihli, “Stalin’in Tarihteki Yeri” başlıklı başyazısında, Mao Zedong şöyle yazıyordu: “(SBKP) 20. Kongresi tarafından başlatılan kişilik kültüne karşı mücadele, Sovyetler Birliği halkı ve komünistler tarafından, ilerlemelerinin önündeki ideolojik engelleri kaldırmak üzere başlatılmış büyük ve cesur bir kavgadır”.
17 – “Terebin’e. Mao Zedong’a, temsilcimizin bugün 28 Ocak itibariyle Dayren’e ulaştığını iletiniz. Onun soyadı Mikoyan’dır, parti adı Andreev’dir. Soyadı gizli tutulmalıdır. Filippov. 28.01.1949” (Stalin’in, Sovyet temsilcisi Terebin aracılığıyla Mao’ya Mikoyan’ın gelişini bildirdiği şifreli telgraf. RGASPİ F. 558 Op. 11 D. 330 L. 126)
18 – Samohin’in bahsettiği kaynaklar şunlardır:
-Shi Zhe, Vmecte s predsedatelem Mao ot Yanani do Beypina // Jenyu. Pekin, 1989.
-Shi Zhe, Pervıy vizit predsedatelya Mao v Sovetskiy Soyuz // Sin Jungo vaytszyao fenyun. Rasskazı o diplomatii novovo Kitaya. Pekin, 1990.
-Yu Zhan, Zhan Guaygyu. Razkazanie o tom, otgovarival li nas İ.V.Stalin ot perepravı çerez Çantszyan // Sin Jungo vaytszyao fenyun, Pekin, 1992.
19 – RGASPİ F. 558 Op. 11 D. 331 L. 074-077. Esasen yeni Çin devletinin örgütlenme sorunlarıyla ilgili olan bu telgrafın tam metnini, konuyu dağıtmamak adına çevirmedik.
20 – Kuzey Çin’de Şantung eyaletinde (Güney Kore ile aynı enlemde) yer alan bir kıyı şehri.
Kaynaklar:
Tihvinski, Sergey (1994) ‘Perepiska I.V. Stalina s Mao Zedunom v Yanvare 1949 goda’. Novaya i noveishaya istoriia 4: 132–40.
Samohin, А.V. (2011) İzmenenie Politiki İ.V. Stalina v Kitae na İshode Grajdanskoy Voynı. 1949 G. (Gumanitarnie i sotssialnıe nauki. № 4 19)
Kim, Donggil (2010) Stalin and the Chinese Civil War, Peking University, Beijing, Cold War History Vol. 10, No. 2, May 2010, 185–202
Han, Suyin (1997) Sabah Tufanı, Mao Zedung ve Çin Devrimi 1893 -1954, c. 1, Çeviren: Coşkun Irmak, Berfin Yayınları, 2. Baskı
RGASPİ, Stalin İyosif Vissariyonoviç, Fond No. 558, Opis no. 11, Ed. Hr. no. 330. ‘Kitay. Perepiska s Mao Ze-Dunom, Jou En-Laem i dr.’ Naçato 24 sentyabr 1947 g. Okonçeno 16 febralya 1949 g. Na 130 listah