Komünist Enternasyonal’in kuruluşunun 100. yıldönümü vesilesiyle hazırladığımız dosya ile karşınızdayız. İlan ettiğimiz yayın tarihini epeyce geçirdiğimiz için sizlerden özür dileyerek başlayalım. Konunun oldukça kapsamlı ve boyutlu olmasının yanı sıra, her birimizi baskılayan ağır siyasi gündemlerin ortaya çıkması da bu gecikmede rol oynadı.
Marx ve Engels’in kurduğu 1. Enternasyonal, Paris Komünü’nün ardından, yine bizzat onlar tarafından, merkezi ABD’ye taşınarak kapatıldı. Esasen Marksist temellerde kurulan 2. Enternasyonal, her ne kadar büyük ve kitlesel sosyalist partilerin oluşumuna zemin olduysa da, 1914’te patlak veren 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda sosyal şovenizme batarak iflas etti. 2. Enternasyonal partilerinden Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi (Bolşevik) bu ihanetin dışında kalarak kendi ülkesinde proleter devrimi zafere ulaştırdı.
2-6 Mart 1919’da Moskova’da toplanan 3. Enternasyonal’in kuruluş kongresi, işte böyle bir tarihsel arka plan üzerinde, işçi sınıfının yeni bir enternasyonal örgütünün doğuşunu gerçekleştiriyordu. Proletarya enternasyonalizminin bayrağı 1919’dan, feshedildiği 1943’e kadar, doğruları ve yanlışlarıyla, zaferleri ve yenilgileri ile, büyük dersler barındıran sayısız deneyimle Komintern’in ellerinde dalgalandı. Kapitalizmin 2008’de ABD’de patlak veren küresel bunalımının dünya ölçeğinde uzun süreli bir durgunluk biçiminde sürdüğü, sınıf savaşımlarının bütün ülkelerde şiddetlendiği bu süreçte, Komintern tüm dünya komünistleri için bir tarihsel referans olmayı sürdürmektedir.
Dosyamızda bu kapsamda, Komintern deneyimini boylu boyunca değerlendiren yazılar gibi, bu tarihin sadece belli bir yönüne odaklanan yazılar da yer alıyor.
Alp Altınörs, Komintern Tarihinin Dönüm Noktaları başlıklı makale ile, bu deneyimin olumlu ve olumsuz yönlerini analiz eden toplu bir değerlendirme yapmaya girişirken; Haluk Yurtsever ise Komintern deneyimini başlangıç hedefi olan ‘dünya devrimi’nin penceresinden ele alıyor.
Emel Akal Türkiye’de yaygınca bilinen ancak derinlemesine incelenmemiş Bakü Doğu Halkları Kurultayı’nın belgelere dayalı bir incelemesini yapıyor. Fırat Sözeri ise, 3. Enternasyonal’in ayırt edici bir yönü olan “Ezilen ve Sömürge Uluslara Çağrısını” ele alıyor.
Rusya’dan sosyalist tarihçi Lısenkov’un “Finlandiya’nın Bağımsızlığı ve Dünya Devrimi” başlıklı, Rusya Politik-Sosyal Devlet Arşivi’ndeki belgelere dayalı incelemesi de dosyamızda yer alıyor. Makale, Lenin’in Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkını nasıl ele aldığına ve sosyalizm için bir savaşım silahına dönüştürdüğüne dair tarihsel bir deneyimi anımsatıyor. Bu makaleyi Rusça aslından Selda Çellik çevirdi.
Yine Rusya’dan gelen bir diğer makale N. Svetlov imzasını taşıyor ve Komintern militanı, “Müslüman komünist” Karim Hakimov’un hayat öyküsünü konu alıyor. SSCB-Suudi Arabistan ilişkilerini kuran diplomat olarak tanınan Hakimov’un hayatının bilinmeyen bir yönüne ışık tutuyor. Bu makaleyi de Rusça aslından Zelal Konak çevirdi.
Komünist Enternasyonal sadece bir partiler bileşimi değildi. Temelinde partilerin birliği yatsa da, çeşitli kitle örgütlerinin oluşturduğu çok sayıda kolu mevcuttu KE’nin. Nejat Aslan, bu kollardan birisi olan Kızıl Spor Enternasyonali’ni ele alıyor. İşçi spor kulüplerinin gelişimi zemininde ortaya çıkan sosyalist ve komünist spor enternasyonallerini, Olimpiyatlara alternatif olarak düzenlenen Spartakiyatları ve Halk Olimpiyatlarını inceliyor.
İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
Dosya editörleri
Fırat Sözeri – Emel Akal