İngilizcesinden Türkçeleştiren: Alp Altınörs ve Canan Kaplan
Endonezya hükümeti, yabancı misafir işçiler tarafından gönderilen para havalelerini birincil bir ekonomik büyüme ve kalkınma stratejisi olarak görmemektedir. Oysa Filipinler’de işçiler deniz aşırı ülkelerde gerekli olan becerileri kazanmaları için eğitilmektedir. Endonezya devlet başkanı Joko Widodo, Hong Kong’a yaptığı Nisan 2017 tarihli gezide; yabancı işçileri geçici bir emek politikası olarak gördüklerini, hükümetin işçilerin becerilerini geliştirerek yerli istihdamı geliştirmeye öncelik verdiğini, böylece Endonezyalıların yeterli bir ücret alabilmek için deniz aşırı seyahat etmelerini önlemek istediklerini belirtmişti.
Endonezya ve Filipinler’in göçmen emeğine bağımlılık oranları arasındaki fark, çarpıcıdır. 2011’de yaklaşık 10.5 milyon Filipinli çeşitli mesleklerde yurtdışında çalışıyordu ve yaklaşık yarısının sözleşmeleri bittiğinde dönmeleri bekleniyordu. 2013’te para havaleleri 24 milyar $ tutarındaydı, ki bu, ülkenin GSYH’sının %12,65’ine denk gelmekteydi. 2018 yılında, yabancı ülkede çalışan her üç Filipinliden biri, iletişimden eğitime, iş hizmetlerinden tıbba kadar çeşitli alanlarda gelişkin becerilere sahiptir. (Filipinler İstatistik Kurumu, 2017). 2015’te yaklaşık 4,9 milyon Endonezyalı yurt dışında çalışıyordu, para havaleleri 7,35 milyar $ tutarındaydı. Uluslararası Çalışma Örgütüne göre, %75’i kadın ev işçileriydi. (Dünya Bankası, 2018)
Endonezya’da, üç işçiden biri vasıfsız işlerde çalışmaktadır, ne var ki, yurtdışında çalışan işçiler ev hizmetlerinden iletişime, eğitimden iş hizmetlerine ve tıbba kadar farklı becerilerde eğitim görmüştür. Yabancı ülkelere emek göçünü bitirmeye yönelik somut bir zaman tablosu planlanmamıştır ve Widodo yakın vadede Endonezyalı göçmen işçilere son vermeyi öngörmemektedir. Hong Kong’a Nisan 2017’deki ziyaretinde Widodo buradaki işçilerin durumunu Körfez Devletlerinde karşılaştıkları ezici muameleye kıyasla daha iyi olarak tanımladı:
Umut ediyoruz ki, işçilerimizin becerilerini ve vasıflarını geliştirmeyi ve yükseltirken, bu yönde ilerleyeceğiz. Endonezya’daki yatırımlar büyüdüğünde ve ekonomimiz ileri gittiğinde, işçilerimizi deniz aşırı ülkelere göndermek zorunda kalmayacağız. … Diğer ülkelere göre, aldıkları ücretlerin oldukça iyi olduğunu gözlemliyorum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bence çoğu insan Hong Kong’da çalışıyor olmaktan mutlu. (Siu 30 April 2017).
Doğrudan genç kadınların ev işçisi olarak denizaşırı göç etmesi hakkında konuşan Widodo’nun amacı, emperyal merkez ve periferi arasında, yetenekler ve ücretler arasındaki kopmayı açıklamak değil. Onun asıl amacı; yaygın yoksulluğa ve evdeki eşitsizliğe dikkat çekmek iken, Endonezya’da ve göçmen işçiler için hedef ülkelerde ücretlerdeki farklılıkları görmek. Dünya Bankası’nın tahminlerine göre; Endonezyalı işçiler Arap Körfezi veya Singapur, Hong Kong, Taipei ve Doğu Asya’daki diğer büyük finansal merkezlerde kendi ülkelerinde kazandıklarının üç katını kazanabiliyor. Endonezyalı işçiler Küresel Kuzey’de eşit beceriler, yüksek ücretli işler edinse de, denizaşırı ülkelerde iş arayan Endonezyalı akını her zaman artacak. Başkan Widodo’nun yoksulluğu ve eşitsizliği azaltma söylemine rağmen, Endonezya’nın küresel kapitalist ekonomideki bağımlı pozisyonu, beceri gelişiminin ve eğitimin sağladığı faydayı bu ülke için daha önemsiz hale getiriyor, zira düşük-maliyetli imalat ürünlerine ve hizmetlere olan küresel talep Endonezya’nın Güneydoğu Asya ve dünya ekonomisi içindeki özgül yerini tanımlıyor. Endonezya’nın rekabetçi avantajı, uluslararası finans kapitalin üzerinden artı değer elde edebileceği düşük-ücretli işçi fazlasını elinde tutmaya devam etmesinden kaynaklanır.
Hong Kong: Sosyal Yeniden Üretimin Düğüm Noktası
Eski bir Britanya sömürgesi olarak, Hong Kong, Avrupa emperyalizmi için çok önemlidir ve çok daha yüksek ücretler sunar. Sonuç olarak, Endonezyalı kadınlar köylerini terk edip Jakarta’daki eğitimli ofis işçilerinin kazanabileceğinden üç kat fazla ücret almak için Hong Kong’a gidiyorlar. 70,000 aileye hizmet sağlayan bir Hong Kong ev işleri danışmanlık ofisi olan Hong Kong Teknik İstihdam Hizmet Merkezi’nden Teresa Liu Tsui-lan, hizmetçi ve ev işleri için yerli ajanslardan gelen ve giderek artan talebi karşılamak için şehirde 1500’den fazla istihdam kurumunun olduğunu tahmin ettiğini ve Endonezyalı işçilerdeki beceri eksikliğinden ziyade oldukça yüksek olan ücretlerin ana cazibe noktası olduğunu ifade ediyor (TECHNIC Employment Service Centre Ltd. 2018). “Yurtdışında çalışma talebi bitmez. Endonezya’da pek çok kişi hala işsiz ve orada bir iş bulmak çok da kolay değil. Maaşlar orada hala düşük. Bilgisayar becerileri olan bir ofis işçisi Endonezyalı ayda 192 dolar kazanır. Hong Kong’da bir hizmetçi ise ayda 555 dolar kazanıyor (Siu 30 April 2018).”
Bu nedenle, Endonezya Göçmen İşçiler Birliği ve yabancı işçilerin haklarını savunan diğer örgütlerin ileri sürdüğü gibi, denizaşırı emek göçü, esasen saygın ücretli işlerin eksik oluşunun sonucudur ve Endonezya’da ücretler arasındaki farklılıklar ve Hong Kong, Singapur ve ötesinde işçi talebi oldukça büyümeye devam edecek. Ancak, Hong Kong’da ücretler çok daha yüksek olsa da, Endonezyalı yabancı işçilerin haklarını savunan gruplar göçmen işçilerin, Hong Kong Endonezyalı Göçmen İşçi Örgütü Koalisyonu’nun “sistematik gasp” sistemi olarak adlandırdıkları sebeplerle düşük ücret aldıklarını belirledi (KOTKIHO 2018).”
Hong Kong’daki Endonezyalı Ev İşçileri
Hong Kong’da tipik bir Pazar günü öğle saatlerinde, kamusal alanlar on ya da fazla kişilik gruplar halinde, kutulanmış öğlen yemeklerini yiyen, başörtüsü takmış, yirmili yaşlarında genç kadınlarla kaynar. Victoria Park, Causeway Bay, veya Mong Kok semtlerinde, 18 ila 25 yaş arasındaki genç kadınların varlığı çok belirgindir. Hong Kong şehir merkezindeki Mong Kok tüm ekonomik sınıflardan alışveriş yapmaya gelenler için, yüksek moda markalarının outletleri, ticari binalardan kiralanmış sıkış tıkış dükkanlarda küçük mağaza sahipleri ve işportacıların dolaşarak Endonezyalı ve Filipinli kadınlara uluslararası markaların showroomlarına göre fiyatlandırılan ücretten biraz düşük bir fiyata ucuz kıyafet, ıvır zıvır, ucuz kopya elektronik eşya sattığı önemli bir merkezdir.
Dışarıda, kadınlar hafta içi ofis işçilerinin sigara içmeye çıktığı kaldırımlarda, merdivenlerin bir katında, yürüme yollarında ve beton açık alanlarda toplanır. Kimdir bu genç kadınlar? Bunlar yağmurlu mevsimde kendi öğlen yemeğini dışarıda yemeyi de içeren her şey dahil turlara çıkmış kadınlar mı?
Ev işçilerinin patronları kim? Hong Kong’un ev işçisi nüfusunun büyüklüğüne bakarsak, patronların şehrin nüfusunun küçük bir azınlığı sayılamayacağı görülür. Tepedeki en zengin yüzde birin diğer tüm işçileri sömüren bir sınıf olduğuna dair popüler düşünce, Hong Kong ve diğer büyük finansal merkezlerdeki sınıf yapısının doğru bir temsili değildir. Hong Kong’da zenginler ve düşük ücretle çalışan işçiler arasında eşitsizlik büyürken, şehrin orta gelirli nüfusunun büyük bir bölümü Filipinler ve Endenozyalı ev işçilerinin emeğini sömüren işverenlerdir.
Hong Kong ve büyük küresel şehirlerde kapitalist karları artırmak için elzem olan finans, bankacılık, sigorta, emlak ve eğitim sektörlerinde profesyonel hizmetlerde çalışan geniş yönetici sınıflar vardır. Ekonomi politikçi Gerard Duménil ve Domenic Lévy muhasebeci ve aktüerler, bankacılar, finansçılar, avukatlar, reklam ve diğer profesyonel konumlarda çalışan yöneticilerin kritik önemini inceler (Duménil & Lévy). Bu işlerin ekonomik ve sosyal yararları tartışılabilir, ancak bunlar ev işi gibi kişisel hizmetler için harcanabilir çok miktarda gelir sağlayan yüksek oranda ücretler alır. Bu yönetici sınıf günlük hayatta gereksinim duyduğumuz ulaşım, yemek hizmetleri, kişisel bakım ve ev işçileri olmadan işlev gösteremez. Ekonomi politikçiler günlük hayatta gerekli olan bu hizmetleri sosyal yeniden üretim olarak görür, çünkü bunlar insan türünün varlığını sürdürmesi için zorunludur. Çoğu zaman bu hizmetler aile içinde karşılanır ve çağdaş kapitalizmde çoğunlukla kadınlar tarafından: çocuk bakımı, yemek, temizlik, kişisel bakım… Sosyolog Saskia Sassen neoliberal kapitalizmde, özellikle Londra, New York, Tokyo ve Hong Kong gibi finansal merkezlerde, düşük ücretli göçmen işçilerin sosyal yeniden üretim için elzem olan bu işlerde daha çok bulunduğunu gözlemlemiştir (Sassen 2001).
Toplumsal cinsiyet baskısı hem ulus devletler hem de ülkeler arasında egemen oluşu üzerinden anlaşılmalıdır. Kadınların kapitalist toplumlarda ikincil konuma düşürülmesi yaygındır ancak ulusal sınırlar arasında farklı biçimlerde ifade edilir ve gösterilir. Endonezyalılar şimdi finansal merkezin iş gücünün büyük ve giderek büyüyen bir bölümüne çocuk bakımı, temizlik ve yemek pişirme hizmetleri sunan, Hong Kong’un yaygın ev işçileri arasında çoğunluğu oluşturmakta. Şu anda 500,000’den fazla kadın işçi bu endüstride istihdam ediliyor ve ev işçilerinin sayısının 2030 yılına kadar 600,000 olacağı tahmin ediliyor. Onlar Filipinler işçilerinden daha büyük bir payı temsil ediyor.
Filipinler ve Endonezyaya ek olarak, Sri Lanka, Tayland, Myanmar, Bangladeş, Madagaskar ve Kamboçya’dan da ev işçileri var. Şehrin yetki verdiği ajanslarda kayıtlı olan 370,000 ev işçisi var. Ev işçileri resmi olarak nüfusun yüzde beşini oluşturuyor demek bu. Ancak, emek piyasası uzmanlarına göre; resmi ajanslara kaydolmamış ev işçileri de eklenirse, bu sayı 500,000’i aşar, ya da Hong Kong’un yaklaşık 7.5 milyonluk nüfusunun yüzde sekizini oluşturur. Resmi olarak yaklaşık her 2.5 çocuklu aileden biri ev işçisi istihdam ediyor.
Kaynak: Hong Kong Göçmen İşçiler Ajansları Birliği Limited Şirketi
Şu adreste bulunabilir: http://ahka.org/statistic-of-foreign-domestic-helpers.html
Hong Kong Ev Hizmeti İşçilerinin Ücretleri ve Koşulları
Hong Kong’da Filipinli ve Endonezyalı ev işçileri için asgari ücret 4410 Hong Kong dolarıdır (ya da aylık 562 Amerikan dolarıdır). Her ne kadar bu, yaşamın çok pahalı olduğu Hong Kong’da hayat sürdürmek için düşük bir ücret olsa da, Endonezya şehirlerinde ev işçilerine verilen ücretlerin üç katıdır (Hong Kong Minimum Allowable Wage 2018). Hong Kong yönetimi bütün ev işçilerinin işverenlerinin evinde insan onuruna uygun tarzda barınma imkanlarının olmasını şart koşmaktadır. Ne var ki, Hong Kong’da hayat pahalılığı yabancı ev işçilerinin bağımsız konutlarda yaşayamayacağı ve yeterli yaşam koşulları sağlayamayacağı anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, evde çalışan yardımcılar, bazı işverenlerin çeşitli türde suistimallerine maruz kalmaktadır. Kimi işçiler hükümetin çıkardığı istihdam düzenlemelerinde konulan sınırların çok ötesinde uzun saatler boyunca çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Şartları iyileştirmeye yönelik sürekli çabalara rağmen, ihlaller de azalmadan sürmektedir. Dolayısıyla, 2007’de yayımlanan ILO destekli bir raporda, Hong Kong’da çalışan Endonezyalı ev işçileri şunları söylemişti:
Düşük ücretli çalıştırma işçi haklarına yönelik yegane ihlal değildir. İhlaller çeşitlidir, örneğin, işçilere yasal olarak yaptırılamayacak işlerin yaptırılması, haftalık dinlenme saatlerinin ihlal edilmesi, resmi tatillerin ve yasal izin günlerinin ihlali. Aynı zamanda yabancı ev işçilerine yönelik sistematik sözlü ve fiziki şiddet söz konusudur.ev
Bu ay sendikal örgütçüler tarafından kamuoyunun dikkatine sunulan kimi ev içi yardımcıların dehşetli yaşam ve çalışma koşulları, bir kısım işverenlerin ev işçilerini mutfakta, kilerde veya tuvalette barınmaya zorladığını ortaya koydu. Ek olarak, birçok işçi günde 12 ila 15 saat çalışmaya zorlanıyordu. Haziranda, Asya İşçileri Koordinasyon Yapısı (AICB) Hong Kong hükümetini ev işçilerinin koşullarını düzeltecek bir yasa çıkarmaya çağıran bir kampanya düzenledi. Öne sürülen talepler, daha kısa işgünleri, daha yüksek ücretler, insan onuruna uygun barınma koşulları, izin günlerinde kalabilecekleri mekanlardı. Sendikal örgütçüler, Pazar günleri Hong Kong’un parklarını gezerek ev işçilerine ulaşmaya çalışmakta, şehrin yabancı ev hizmetçilerinin en az %10’unu kaydetmeye uğraşmaktadırlar. (Siu 10 June 2018).
Hong Kong’un iş sözleşmesi aracılarının, iş arayan ev işçilerinden yüksek komisyon alması yasaklanmıştır. Ne var ki, Asya Ev İşçileri Sendikaları Federasyonu (FADWU) tarafından Temmuz 2017 ile Mart 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen bir araştırma, iş bulma ajanslarının %10’unun, işçilerden, yasal sınırın 8 ila 20 kat daha fazlası komisyonlar aldığını tespit etmiştir. İşçilerden alınan komisyonlar 3500 ila 10,000 Hong Kong doları arasındaydı – ki bu 450 ila 1150 ABD dolarına denk gelmekteydi.
Toplumsal yeniden üretim alanını incelerken, küresel işbölümünü yok saymak mümkün değildir, özellikle de kadın ve cinsiyete dayalı işlerde. Küresel Güney’deki kadınların koşullarının Küresel Kuzey’deki kadınlara göre çok daha ezici olduğunu kabul etmeliyiz. Toplumsal yeniden üretim alanında istihdam edilen göçmen işçiler, bulundukları emperyalist merkez ülkelerin imalat, kamu veya toplumsal hizmetler işlerini gerçekleştirmemekte, ama tersine kapitalistlerin ve şirket yöneticilerinin işlerini görmek üzere istihdam edilmektedirler. Geçmişte, ABD’de ve Batı’da sadece çok zenginler ev içi işler için hizmet satın alabiliyordu. Kaadınlar hala bu angarya işi yapmaya devam etmektedir. Ne var ki, 1990’lardan bu yana gelen neoliberal süreçte, orta ve üst gelir grubunda bulunan, emekleri çok daha yüksek bir kademede ücretlendirilen, dolayısıyla ev içinde ve dışında toplumsal yeniden üretim alanında işçileri kullanabilen profesyonel çalışanların payı önemli ölçüde genişlemiştir.
Neoliberalizm altında Sermayenin Organik Bileşimi ve Emeğin Toplumsal Yeniden Üretimi Üzerine Not
Karl Marx, kapitalistlerin üretim sürecinde, kârlılığı artırmak yönündeki bitmez arayışları içinde, sermayenin organik bileşimi içinde değişken sermayenin payını azaltmaya çalıştıklarını, üretimde işçilerin payını en aza indirerek ölü emeği canlı emeğin yerine geçirdiklerini, yeni teknolojileri üretime soktuklarını belirtir; ki bunlar günümüzde artan otomasyon seviyeleriyle, robotlaşma ve yapay zekanın gelişimi ile ortaya çıkmaktadır. Ne var ki, artı-değer yalnızca insan emeğinden kaynaklanır. Otomasyonun ve yeni teknolojilerin sınırlandırılmamış gelişimi, kâr oranını amansızca azaltmaktadır, zira kâr, işçilerin artı-emeğinden kaynaklanmaktadır. Böylece tekelci sermaye, sürekli biçimde, emperyalist çekirdeğin dışında kalan ülkelerdeki düşük-ücretli emekten artı-emek sızdırmaya mecbur kalmaktadır. Yeni teknolojinin kendi sınırları vardır ve kapitalist merkez ülkelerde, emek sömürüsü gibi, ceteris paribus, artı-değer de gerilemektedir. Bu süreç tekelci sermayeyi deniz aşırı ülkelerde kâr aramaya itmektedir.
Marx’ın Kapital’inde, Kapitalist Üretimin Genel Yasası, ilk ve öncelikli olarak üretim alanına uygulanmıştı. Ancak, toplumsal yeniden-üretim alanında, ev içi ve hanehalkı emeğinde, yeni teknolojilerin uygulanma kapasitesi oldukça sınırlıdır. Dolayısıyla, her ne kadar yeni teknolojiler ücretli emeğin payını bir ölçüde azaltsa da, sermayenin organik bileşimi (dolaysız üretim alanına, çn.) denk ölçüde bir yükselme kapasitesine sahip değildir.
Sonuç olarak, emperyalist çekirdek ülkelerin belli başlı finansal merkezlerinde ev içi hizmetlere, çocuk bakımına, yemek hizmetlerine, ulaşım hizmetlerine olan talep her zaman yüksek olmuştur: New York, Londra, Tokyo, Hong Kong, Singapur, ve başka yerlerde. Ve emperyalist merkez ülkelerde emeği istihdam etmenin zorluğuna bağlı olarak, çevre ülkelerden düşük-ücretli işgücüne olan talep katlanarak artmaktadır. Bu talebi büyüten etkenlerden başlıcaları; sermayenin artan finansallaşması ve şirketlerin bu hizmetlerden artı-değer sızdırma kapasitesindeki gelişmedir.
KAYNAKÇA
Duménil, G. & Lévy, D. (2018) Managerial Capitalism: Ownership, Management, and the Coming New Mode of Production. London: Pluto
Hong Kong Government (2018) “Hiring Foreign Domestic Helpers”. The Minimum Allowable Wage (MAW) announced by the Government and prevailing at the date of signing the employment contract for employing the foreign domestic helper. The MAW
Bkz: http://www.gov.hk/en/residents/employment/recruitment/foreigndomestichelper.htm
International Labour Organization. Underpayment 2, The Continuing Extortion of Indonesian Migrant Workers in Hong Kong: An In-Depth Study, The Hong Kong Coalition of Indonesian Migrant Workers Organization (KOTKIHO), September 2007. Erişim tarihi: 20 Haziran 2018: http://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/@asia/@ro-bangkok/@ilo-jakarta/documents/publication/wcms_116888.pdf
Marx, K. (1867) Capital, Volume I, Chapter 25, The General Law of Capitalist Accumulation. Erişim tarihi: 28 Haziran 2018. https://www.marxists.org/archive/marx/works/1867-c1/ch25.htm
Philippine Statistics Authority, 2017 Survey on Overseas Filipinos (May 18 2018). Erişim tarihi: 29 Haziran 2018 https://psa.gov.ph/statistics/survey/labor-and-employment/survey-overseas-filipinos
Sassen, Saskia (2001) The Global City: New York, London, Tokyo (2nd Edition) Princeton: Princeton University Press, 2001.
Siu, Phila (2017a) “Widodo: Halting Domestic Worker Exodus Will Take At Least Five Years” South China Morning Post, 30 April 2017. Erişim tarihi: 28 Haziran 2018: http://www.scmp.com/week-asia/geopolitics/article/2091629/widodo-halting-domestic-worker-exodus-will-take-least-five
Siu, Phila (2018b) “Domestic helpers want 11 hours rest and for you to stop treating them like ‘slaves’ Hongkongers told” South China Morning Post, 10 June 2018. Bkz. http://www.scmp.com/news/hong-kong/community/article/2150114/domestic-helpers-want-11-hours-rest-and-you-stop-treating
Statistics on Labor Migration within the Asia-Pacific Region. Accessed June 23, 2018. See also: Indonesia’s Global TECHNIC Employment Service Centre Ltd, Hong Kong. Accessed July 4, 2018. http://www.technic.com.hk/web/html/eng/profile/profile.html
Workers: Juggling Opportunities & Risks. Jakarta: World Bank Indonesia Report, November 2017. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2018: http://www.ifrc.org/Global/Documents/Asia-pacific/201505/Map_Infographic.pdf.
Ayrıca bkz. http://pubdocs.worldbank.org/en/357131511778676366/Indonesias-Global-Workers-Juggling-Opportunities-Risks.pdf